| Bizim durumumuzda, engelli insanları engelsiz insanların çıkarı için nesneleştiriyoruz. | TED | لهذا في هذه الحالة، نحن نجسد المعاقين لفائدة غير المعاقين. |
| Konuşamayan engelli insanların doğala benzeyen bir sesle konuşmasını sağlıyor. | Open Subtitles | يسمح للأشخاص المعاقين الذين لا يستطيعون التحدث بالكلام بطريقة طبيعية. |
| Evet, öyle saçmalıklarımız var. Neden, özürlü parkından şikayetçi olduğunu anlamadım. | Open Subtitles | أجل، نحن مجانين، لا أعلم لمَ تعترضين على أماكن وقوف المعاقين |
| engelliler için ayrılmış park bölümü çölde gördüğünüz serap gibidir. | Open Subtitles | ساحة وقوف المعاقين هي بمثابة السراب لصحراء أماكن الوقوف |
| Maaşı iyi, dişçi hizmetim var ve şehirdeki en iyi özürlü tuvaletlerinden birisine Özel giriş hakkım var. | Open Subtitles | الراتب مجزي، عندي تأمين أسناني ورخصة لدخول أحد أفضل حمّامات المعاقين بالمدينة. |
| Son bir haftadır, Havlu engelli çocuklar yaz kampında çalışmaktaydı. | Open Subtitles | الاسبوع الماضي كانت المنشفه تعمل في المخلم الصيفي للأولاد المعاقين |
| Bir keresinde hatunun birini, engelli tuvaletini kullandı diye boğmaktan kurtardı beni. | Open Subtitles | أتعرف؟ انه عاهرة همس لي لأهدأ من خنق امرأة لاستخدامها كشك المعاقين |
| Ben çocuklara ilham olmaya çalışırken, sen onları engelli insanlara güldürtüyorsun. | Open Subtitles | لقد أفسدتَ كتابي تماماً أنت تتسبب في سخرية الأطفال من المعاقين |
| Size haberlerim var: engelli insanlar oraya park etmek istemiyor bile. | Open Subtitles | أؤكد لكم أن المعاقين لا يريدون حتى صفّ سياراتهم هناك |
| engelli Olimpiyatları'nda engelliler için park alanı durumu nedir acaba? | Open Subtitles | ماذا يحدث لأماكن وقوف المعاقين في الأوليمبياد الخاصة؟ |
| Bu engelli park yeri binanın girşinden bu kadar uzakta olmamalı. Öyle mi? | Open Subtitles | بقعة المعاقين هذه لا يمكن ان تكون بعيدة عن مدخل المبنى |
| George Costanza'nın 16. kattaki özürlü tuvaleti şuandan itibaren tüm çalışanlara ve ailelerine açıktır. | Open Subtitles | حمّام المعاقين لـ جورج كوستانزا في الطابق الـ16 مفتوح الآن لكل العاملين وعائلاتهم. |
| - Zihinsel özürlü taklidi yapıyorum böylece Özel Olimpiyat'lara fesat karıştırıp... bundan para kazanabileceğimi düşündüm. | Open Subtitles | كنت أدعى أننى معاق ذهنيا حتى أفوز بأولمبيات المعاقين لأكسب المال منها |
| engelliler yerine park ettim, motoru çalışır halde bıraktım. | Open Subtitles | فركنتها في منطقة المعاقين و تركت المحرك يعمل |
| Şunu kafana sok. Özel Olimpiyat'lara hile karıştırmayacağım. | Open Subtitles | ضع هذا فى رأسك لن أشارك فى أولمبيات المعاقين |
| Hayatımın geri kalanın sakatlar tuvaletinde geçireceğim. | Open Subtitles | لَنْ أَبْقى في حمّام المعاقين لبقية حياتي. |
| Bazı insanlar özürlülere hiç sevecen değil. | Open Subtitles | بعض الأشخاص ليس لديهم عطف نحو المعاقين |
| Kızlar mayo giyen erkekleri sınır tanımayan seks düşkünlerini ve engellilere hakaret edenleri de sevmezler. | Open Subtitles | لا يلقين بالا للفتيان الذين يرتدون الشورتات الضيقه ولا الوحوش الجنسيه اللامألوفة والاشخاص الذين يهينون المعاقين |
| Biz hastalara, sakat Afganlara önce fizik rehabilitasyon veriyoruz, sonra da yeniden sosyal entegrasyonlarını sağlıyoruz. | TED | نمدّ المرضى وهم المعاقين الأفغان أولا بالتأهيل البدني ثم بإعادة الاندماج الاجتماعي. |
| Merhaba, biz yolun yukarısındaki zihin özürlüler derneğinden geliyoruz. | Open Subtitles | مرحبا، نحن جمعية المعاقين ذهنياً في أقصى الحي |
| Özürlülerin yeni yüzü olmak üzereyiz. | Open Subtitles | نحن على وشك أن نكون وجه المعاقين |
| Maluliyet Fonundan parayı kimin aldığını biliyor. | Open Subtitles | هو عارف مين أخد الفلوس من مؤسسة المعاقين |
| Peki, ama sırf tekerlekli sandalyedesin diye sana iyi davranmayacağım. | Open Subtitles | جيد، لكني لن أتساهل معك فقط لكونك على كرسي المعاقين. |
| Lütfen alay etmeyin özürlülerle | Open Subtitles | أرجوكم لا تسخروا من المعاقين |
| Geri zekalının biri Engellilerin park yerini işgal etmiş. | Open Subtitles | شخص احمق وضعها بشكل قانوني في موقف المعاقين |