| Sadece şarkıcı Oska olarak değil, Choi Woo Young olarak da imzalayacağım. | Open Subtitles | لن أقوم بتوقيع بأسم المغني اوسكار لكن سأقوم بتوقيع بأسم يونغ وو |
| Eğer şarkıcı kurbansa, sexist değildir. | Open Subtitles | لو المغني هو الضحية,سيصبح الغلاف غير عنصري. |
| O zaman onu dava et ve bize yeni bir şarkıcı getir. | Open Subtitles | ثم مقاضاة الترتر قبالة لها، ويأتينا المغني الجديد. |
| Babam beni aradı. Buraya şarkı söylemek için geldin öyle değil mi? | Open Subtitles | أبي اخبرني إنكم هنا لـ وظيفة المغني , صحيح؟ |
| Sahne gösterisinde bir şarkıcıyı görmek istiyorlar. Yemeği sonra yeriz. | Open Subtitles | يريدون مشاهدة المغني في العرض المسرحي وسوف نأكل بعد لك |
| Neden bu şarkıcı bu kadar genç ölmek zorundaydı? | Open Subtitles | لماذا مات هذا المغني وهو في ريعان الشباب ؟ |
| Harika bir şarkıcı, harika bir oyuncu olmak üzere. | Open Subtitles | المغني العظيم على وشك أن يوقع الممثلة العظيمة |
| Harika bir şarkıcı, harika bir oyuncu olmak üzere. | Open Subtitles | المغني العظيم على وشك أن يوقع الممثلة العظيمة |
| Hayır, şarkıcı değil. Ben gerçek Carlos Santana'yım! | Open Subtitles | لا, ليس المغني انا كارلوس سانتانا الحقيقي |
| "Çizgi dışı şarkıcı Johnny Quid tekneden düştü," demişler. | Open Subtitles | يقولون : المغني غريب الأطوار جوني كويد سقط من القارب |
| Efsanevi şarkıcı ve söz yazarı dün gece İsveç'teki Kungstrardgarden Park'ta büyük bir kalabalığın önünde konser verirken şiddetli bir kalp krizi geçirdi. | Open Subtitles | المغني والشاعر الأسطوري الذي عانى على ما يبدو من نوبة قلبية قاتلة بينما كان يؤدّي ليلة أمس أمام حشد |
| Jonny Ace dedikleri şu şarkıcı vardı eski günlerde. | Open Subtitles | كان هناك هذا المغني مسمى آس الظهر في اليوم |
| Hani şu New Mexico'da araba kazasında ölen şarkıcı gibi. | Open Subtitles | علي اسم المغني الذي مات في حطام السياره بالمكسيك |
| Wow, gerçekten Frank Sinatra Jr'la şarkı mı söyledin? Oh, harikaydı. | Open Subtitles | براين، هل غنيت مع المغني فرانك سيناترا الإبن؟ |
| "Ben de şu fahişeye benzeyen şarkıcıyı seviyorum." | Open Subtitles | وأنا أحب المغني الذي يبدو مثل العاهرة |
| Singer, benim gölge karakterim güya hareketlerinde hiçbir şey yok. | Open Subtitles | المغني والشكل الظلي ليس هناك نهاية لطموحه |
| Temizlik görevlileri bu sabah geldiklerinde solisti sahnede bu halde bulmuşlar. | Open Subtitles | عمال النظافه جاوءا في الصباح ليجدوا المغني علي المسرح |
| Bu ikincil seslerin vurgulanmasının sonucu şarkıcının çınlama sesi adı verilen ve kendine özgü çınlaması olan bir ses tınısıdır. | TED | ينتج عن التركيز على هذه الجزئيات صوت مميز يشبه رنين الجرس يدعى سكويلو المغني. |
| Bence tenor oldukça ilginçti. | Open Subtitles | اعتقد ان المغني كان ممتعاً جداً |
| Biliyorum, baş vokal o ama, çok patronluk taslamıyor mu? | Open Subtitles | تعلمون، وأنا أعلم أنها المغني الرئيسي، لكنها لا يجب أن تكون متسلط جدا؟ |
| Operanın başında baş solist kaybolur ve tüm sahne baş karakter oluverir. | TED | المغني الرئيسي يختفي في بداية الأوبرا و كل المنصة تصبح الشخصية الأساسية، إنها تصبح إرثه |
| Motley Crue'nun şarkıcısı Vince Neil ile deriden dantele geçişi konuşmaya... | Open Subtitles | للتحدث مع المغني الرئيسي من متنافرة كرو، فينس نيل، على كيف تحولت صورة من هیفی میتال من الجلد لربط الحذاء. |
| Ahbap, şarkıcısın. Burada şarkıcı kurban. | Open Subtitles | أنت المغني يا صاح، وهو الضحية هنا |
| Sıradaki şarkıcımız bize sadece parasını değil, zamanını da veriyor. | Open Subtitles | المغني التالي لدينا لا يتبرع فقط بماله، بل يتبرع بوقته |
| # şarkıcıyım ben Grupta bir şarkıcıyım # | Open Subtitles | ♪ أنا المغني ♪ ♪ أنا في المغني في الفرقة ♪ |
| Yıldızlı bir gecede, çölde Mukhtiar Ali adlı bir Sufi şarkıcıyla birlikteydim. | TED | كنت في الصحراء، تحت السماوات المليئة بالنجوم مع المغني الصوفي مختيار علي. |
| şarkıcı olan yemek değil. | Open Subtitles | المغني ليس الطعام |