Talihsiz tek şey senin ani ayrılışından sonra öldüğünde mezarının başında durmayacak oluşum. | Open Subtitles | الامر الوحيد المؤسف هو رحيلك المفاجيء بأني لن أكون واقفا فوقك حين تموت |
Üçüncü Hoshikage'nin bir yıl önceki ani ölümünden bu yana, köyde Hoshikage olmadı. | Open Subtitles | لم يعد يوجد هوشكاجي منذ الموت المفاجيء لثلاثة منهكم خلال سنة |
Candy Walker ve Amanda Keeler isimli modeller aniden öldüler. | Open Subtitles | بالموت المفاجيء للعارضتين كاندي ولكر وأماندا كيلار |
Bu onun aşaması, ...aniden susması, aile içinde bir geçmişi var mı? | Open Subtitles | هذه النوبات الصمت المفاجيء هل له تاريخ في العائلة ؟ |
Seni burada görmek çok sürpriz oldu. | Open Subtitles | في الحقيقة إنه من المفاجيء جداً أن أقابلك هنا |
Ama seni burada Trakyalı'nın izinden giderken görmek sürpriz oldu. | Open Subtitles | بالرغم من أنه من المفاجيء أن أراك هنا تحت قيادة الثراشي |
Söyleyin bakalım niye birden kokain satma işi ilginizi çekti ? | Open Subtitles | اذن ، قولوا لي لم الاهتمام المفاجيء في تجارة صخور الكوكايين؟ |
O zaman neden ateş etmeyi öğrenmek için ani bir istek duydu? | Open Subtitles | إذاً، لمَ الإهتمام المفاجيء في تعلّم إطلاق النار؟ |
Kayığın batmasındaki ani ağırlık değişimi benim hatam değil. | Open Subtitles | ليس خطأي التغيير المفاجيء في توزيع الوزن أغرق القارب |
Bu ani okyanus ötesi seyahate ne sebep oldu? | Open Subtitles | ماهو الدافع وراء هذا السفر المفاجيء عبر المحيط الأطلسي؟ |
Aşk hayatıma bu ani ilgin de nereden çıktı? | Open Subtitles | ما سبب الإهتمام المفاجيء بحياتي العاطفية؟ |
Evet anne, niye ani teftişlere şaşırmadığını söylesene. | Open Subtitles | نعم أمّاه, قولي لنا كيفَ لا تتم مفاجئتكِ بالتفتيش المفاجيء ؟ |
Arthur Duncan'ın ani ölümüne neyin yol açtığını hemen anladım. | Open Subtitles | وعندها علمتُ ما قد سبب موت آرثر دونكان المفاجيء |
Bir kaç gün sonra aniden öldü. | TED | وبعدها بأيام كان رحيله المفاجيء. |
Bugün moda dünyasını şaşkına çeviren bir şey oldu Candy Walker ve Amanda Keeler isimli modeller aniden öldüler. | Open Subtitles | مساء الخير، عالم الازياء قد تلقى طعنة اليوم... بالموت المفاجيء للعارضتين كاندي ولكر وأماندا كيلار |
aniden senden uzaklaştığım için özür dilemeye geldim, Phoebe. | Open Subtitles | لقد أتيت لأعتذر لكِ " فيبي " على رحيلي المفاجيء بالأمس |
sürpriz, senin dostundur. Belki de tek dostun. | Open Subtitles | الهجوم المفاجيء هو صديقك في هذه المواقف .. او ربما هو صديقك الوحيد |
sürpriz bir duyuru yapacağım. | Open Subtitles | انا ذاهب الى جعل الاعلان المفاجيء. |
Bu geceki sürpriz randevu gecemizi nasıl buldun? | Open Subtitles | هل إستمتعت بليلة الموعد المفاجيء ؟ |
birden bire ortaya çıkmasının sadece tesadüf olduğuna inanmamı mı bekliyorsun? | Open Subtitles | هل تريدني أن أصدق أن ظهورها المفاجيء هو محظة صدفة؟ |
birden neden bana kafayı taktı, bilmiyordum. | Open Subtitles | ولا أدري سبب ولعها المفاجيء بي هذا حتى يومنا هذا. |
şaşırtıcı bir şekilde az bir çalışmayla bu konuda iyiler. | TED | وكان من المفاجيء أنهم كانوا جيدين بالقليل من التدريب. |
Buzu hızlı yiyince ardından oluşan baş ağrısı başınıza hiç geldi mi? | Open Subtitles | هل جربت ذلك الألم المفاجيء الذي يصيبك |