| -Daha sonra kar payı konusunda... pazarlık yaptıktan sonra onun yerini bildiğini söyleyeceksin. | Open Subtitles | ثم ستخبره انك تعرف مكانه بعد المفاوضة تكلم عن عمولتك |
| Teröristlerle pazarlık etmeyiz çünkü tehlikeli bir örnek olur. | Open Subtitles | هناك سبب لعدم المفاوضة مع الإرهابيين هذه سابقة خطرة جداً |
| Öfkeyle pazarlık arasında sorunsuz bir geçiş yaptın. | Open Subtitles | لقد انتقلتِ فجأة من الغضب الشديد إلى المفاوضة |
| Marty, burada zaman aralıklarını Müzakere edemeyiz. | Open Subtitles | مارتي، لا نستطيع المفاوضة على الوقت هنا |
| Görüşme tamamlanana kadar bana zarar veremezsiniz. | Open Subtitles | لا تستطيعون إيذائي حتي تنتهي المفاوضة |
| Kardeşim, bir pazarlıkta rakam söyleyen ilk kişi olmamalısın. | Open Subtitles | ـ يا اخي، في المفاوضة لا تكّن الرجل الأول الذي يذكر رقمًا |
| Askeri hizmet de bu Pazarlığın bir sonucu mu? | Open Subtitles | والخدمة العسكرية جزء من المفاوضة. التضحية. |
| - Pardon, Koloni İşgücü adına pazarlık ettiğinizi sanıyordum. | Open Subtitles | معذرة , أعتقدت أنك قد عملت فى المفاوضة الجماعية بالنيابة عن تحالف عمال المستعمرات |
| Bu şekilde pazarlık yapamam. | Open Subtitles | لا استطيع المفاوضة هكـذا تتفاوض على ماذا ؟ |
| Yönetim kocamın bir terörist olduğunu söyleyip duruyor. Peki o halde neden onunla pazarlık yapmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | الحكومه تستمر بوصف زوجي بالخائن فلماذا يستمرون في المفاوضة معه؟ |
| Öğretmenlerin sendika olarak pazarlık haklarını tehdit ederken, iş güvenliklerini tehdit ederken, geçim kaynaklarını tehdit ederken, tabii ki onları greve zorlamış oluyorsun. | Open Subtitles | عندما تهدد قدرة المعلمين على المفاوضة كنقابة، عندما تهدد حماية وظائفهم، |
| Ayrıca çoğu insan işe girerken maaşlarıyla ilgili pazarlık yapamıyor. | Open Subtitles | وأغلب الناس ليست لديهم وظائف يستطيعون المفاوضة على رواتبها. |
| Fabrika sahipleriyle sıkı pazarlık yapman gerekecek. | Open Subtitles | سيكون عليك المفاوضة بشدة مع أصحاب المعمل |
| Bence tekrar pazarlık yapma zamanı geldi. | Open Subtitles | ما عنيته كان ، لقد حان الوقت لنعيد المفاوضة. |
| Bu savaşı pazarlık ederek durduramazsın. | Open Subtitles | لن يتم المفاوضة على هذه الحرب لتجنب قتال |
| Ya kabulleniyor ya da pazarlık ediyor. | Open Subtitles | إنه يتقبلها أو أنه يسعى إلى المفاوضة |
| Ya kabulleniyor ya da pazarlık ediyor. - pazarlık kozu! | Open Subtitles | إنه يتقبلها أو أنه يسعى إلى المفاوضة |
| Biz genel pazarlık haklarımızı test ediyoruz. | Open Subtitles | نحن نمرن حقوق المفاوضة الجماعية |
| Müzakere edemeyiz. | Open Subtitles | لا نستطيع المفاوضة. |
| Sen de Görüşme hakkını kullananlara el kaldırma. | Open Subtitles | وأنت لن تمد يدك عليها تحت حمي المفاوضة |
| Onun bırakılması için yüzüğü pazarlıkta kullanabilirim. Hayır. | Open Subtitles | -أستطيع أستخدامه في المفاوضة على إطلاق سراحه . |
| Bu müzakerede hassas ve düşünceli yaklaşımınızdan dolayı teşekkür ederim. | Open Subtitles | لذا أشكرك على أسلوب تعاملك الدقيق والمدروس لهذه المفاوضة. |