| Kötü olmamız gerekiyor, korkak değil. | Open Subtitles | . من المفترض أن نكون أشرار ، و ليس مخنثين |
| Ama birlikte olmamız gerekiyor. Ders aldık. | Open Subtitles | لكن من المفترض أن نكون معاً لقد أخذنا فصولاً معاً |
| 15 dakika önce bir polis aracında olmamız gerekiyordu. | Open Subtitles | من المفترض أن نكون في سيارة الشرطة منذ 15 دقيقة |
| Şu anda ormanın dışına çıkmış olmamız gerekiyordu. | Open Subtitles | من المفترض أن نكون قد خرجنا من الغابة بهذا الوقت |
| Ve birbirimize sahip çıkıyor olmalıydık. | Open Subtitles | ونحن من المفترض أن نكون هنا لبعضنا البعض |
| Bunlar için şükran dolu olmalıyız | Open Subtitles | من المفترض أن نكون شاكرين بهذه المناسبة، |
| Kızarmalarınızı görmezden görüyorum, çünkü aynı tarafta olmamız gerek. | Open Subtitles | أنا أتجنب ذلك لإنه من المفترض أن نكون علي نفس الجانب |
| olmamız gereken kişilerden uzak bir gece seni o şekilde mutlu edebileceğimi kanıtlayacağım bir gece. | Open Subtitles | ليلة بعيده عن ما من المفترض أن نكون ليلة لأثبت أنني أستطيع أجعلكٍ سعيده بهذه الطريقة |
| Kısıtlı bir sistem olduğunu hatırlatmama gerek yok, burada olmamamız gerekiyor. | Open Subtitles | أنا لست بحاجة لأن أذكرك بأن هذا النظام محظور ونحن لسنا من المفترض أن نكون هنا |
| Büyük bir "ekip" olmamız gerekiyor ama "Sessiz birisin" beni olay dışında tutmak istediğiniz zaman kullandığınız mazeret. | Open Subtitles | أتعرفون من المفترض أن نكون تلك الجماعة المترابطة و لكن هذا هو العذر الذي تقولانه كلما أردتما أن تستبعداني من شيء |
| Alabama'nın Birmingham bölgesindeyiz. Burada olmamız gerekiyor muydu? | Open Subtitles | نحن في برنجهام , ألاباما هل من المفترض أن نكون هنا ؟ |
| 60. havan, ikinci mangada olmamız gerekiyor. | Open Subtitles | من المفترض أن نكون حاملي قذائف الهاون عيار 60، الفرقة الثانية |
| Çünkü Henry benim oğlum, sen hayatımın aşkısın ve bizim bir aile olmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لأن هنري هو ابني وأنت حب حياتي ونحن من المفترض أن نكون عائلة |
| Saat 16'da annemlerde olmamız gerekiyordu. | Open Subtitles | نحن من المفترض أن نكون في بيت أمي عند الرابعة |
| Sana ne oldu bilmiyorum ama bizim beraber tanrı falan gibi olmamız gerekiyordu. | Open Subtitles | لا أعلم ماذا أصابك من المفترض أن نكون إلهين معًا |
| On dakika önce arabada olmamız gerekiyordu. | Open Subtitles | من المفترض أن نكون في السيارة منذ 10 دقائق ماضية |
| Hepimiz uyanık olmalıydık...! | Open Subtitles | كان من المفترض أن نكون مستيقظين |
| Bu konuda bir takım olmalıydık. | Open Subtitles | من المفترض أن نكون فريق في هذا |
| Neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda ona örnek olmalıyız sözde. | Open Subtitles | من المفترض أن نكون قدوتها في فعل ماهو صحيح. |
| Bizim birlikte olmamız gerek. Senin için yeterince iyi olan başka kim var ki? | Open Subtitles | من المفترض أن نكون سوياً ومن سوف يكون جيد كفاية من أجلك |
| olmamız gereken kadar genç değildik ama sandığın kadar da yaşlı değildik. | Open Subtitles | لم نكن صغاراً كما كان من المفترض أن نكون ولكننا لم نكن كباراً بالقدر الذى تظنه |
| Bizim arkadaş olmamamız gerekiyor. | Open Subtitles | ليس من المفترض أن نكون أصحاباً أنا و أنت |
| Kamboçya'da olmamalıyız... ama görevim bu. | Open Subtitles | نحن ليس من المفترض أن نكون فى "كمبوديا" ولكننى سأذهب هناك |