Xixo ve Xabe, Xisa ve Xiri'nin izlerinin birden bittiği yeri buldu. | Open Subtitles | وجد كيكو وكابي المكان حيث توقفت آثار كيسا وكيري فجأة |
Bunları bulduğum yeri işaretledim. Kaldırımdaydı. | Open Subtitles | لقد علمت المكان حيث وجدتها فوق الرصيف هناك |
Başka sebepler de var; çünkü üreme organları aynı zamanla cinsel çekişmenin yaşandığı yerdir. | TED | لكن هناك أسباب أخرى لأن الأعضاء التناسلية هي المكان حيث يلعب النزاع الجنسي دوره. |
Gıda, müşterek çabalarımızın en büyük etkiyi yapabileceği yerdir. | TED | فالطعام هو ذلك المكان حيث جهودنا الجماعية يمكن أن يكون لديها أكبر الأثر، |
Doğduğum yer burası ve hayatımın ilk yedi yılını burada geçirdim. | TED | هنا في هذا المكان حيث وُلدت وقضيت به السبع سنوات الأولى من عمري. |
Medine'nin sırrı insanların oraya ideal İslam'ı yaşamak için gitmelerinde yatıyor. | Open Subtitles | إن سر المدينة ,هى أنها المكان حيث يبذل الناس كل جهدهم لتطبيق تعاليم الإسلام بشكل مثالى |
Robin Hood'un asıldığı bir yerin tahtıyla işim olmaz. | Open Subtitles | المكان حيث روبن هود يعلق، أنا ليس لي عمل إدعاء العرش |
Orası ilk kez orada birlikte olduğunuz yerdi, değil mi? | Open Subtitles | هذا هو المكان حيث مَارِستما الحب لأول مرة، أليس كذلك؟ |
Dozajlarını aldıkları yeri kontrol etmeyi düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت أفكر أن نعود و نتفقد المكان حيث يأخذون جرعاتهم |
Her şeyin iyi gittiği bir gecede bulunduğunuz yeri küçültürsünüz. | Open Subtitles | في ليلة جيدة، وعندما يكون كل شيء هو الحق، هذا ينكمش المكان حيث أنت. |
- Bu diğer kısmı bulabilirsek belki de Kirk'ün öldürüldüğü yeri ve kız kardeşimi bulabiliriz. | Open Subtitles | إذا وجدنا ذلك القص الخارجي ربما نجد المكان حيث قتل كيرك و ربما نجد اختي |
Vücudumun beklediği yeri, bulacağım... o gerçek sahibini bekliyor. | Open Subtitles | سأذهب لأجد المكان حيث جسمي ينتظرني به ينتظر مالكه الحقيقي |
Gizli sos budur çünkü burası sosyal etkileşimin ve toplu yaşamın başladığı yerdir ve oradan da bu, topluluğun geri kalanına saçılıyor. | TED | هو الخلطة السرية لأنه المكان حيث تبدأ فيه التفاعلات الاجتماعية وحياة المجتمع، ومن هناك، فإنها تنتشر إلى باقي المجتمع. |
Cehennem, en basit hareketin acı verdiği bir yerdir. | Open Subtitles | الجحيم هو المكان حيث يصبح به ابسط تصرف هو الاكثر آلماَ |
Adalet, japon balığı kazandığın yerdir evlat. | Open Subtitles | العدل هو المكان حيث لا يهم الربح يا بنيّ |
İşte Doğu Borneo'dayız. Başladığım yer burası. | TED | لذا فنحن في شرق بورنيو . هذا هو المكان حيث بدأت. |
Senin özel olarak sevdiğin yer burası değil miydi? | Open Subtitles | كنت أعتقد أن هذا المكان حيث تحبين فيه خصوصيتك |
Başkan Hill'in karıştığı şebekliklerin olduğu yer burası sanırım. | Open Subtitles | اعتقد هذا هو المكان حيث قرد اعمال العمدة هيلز سقط |
Eğer sen oraya gideceksen, biz nereye gidiyor olabiliriz? | Open Subtitles | اذا كان ذلك هو المكان حيث ستذهبين فأين يمكننا ان نذهب اذأ؟ |
- Aferin, sana bir yer söyleyeceğim, onu oraya getireceksin. | Open Subtitles | عمل جيد، سأعطيكَ موقع المكان حيث ستقوم بتسليمه |
Ve sonra haberimiz oldu, bu yerin gerçekte... | Open Subtitles | ثم سمعنا عن هذا المكان حيث الحقيقة |
İnsanların hayatlarını inşa ettiği, savaşmak için bıraktıkları bir yerdi, beyzboldan ve karnelerden övünerek söz ettikleri bir yer. | TED | كان هذا هو المكان حيث أسس الأشخاص حياتهم، وحيث غادروا للحرب، وحيث كانوا يتفاخرون بأهداف البيسبول والتقارير المدرسية. |
Her zaman aynı yere otururdu, tam şu anda senin oturduğun yere. | Open Subtitles | ، كانت تجلس دائماً في نفس المكان . حيث تجلس أنت الآن بالضبط |