| Sadece etrafa bir bakıp, şu maden tesislerinden birini bizzat görmek istiyorum. | Open Subtitles | سأتجول قليلاً, اريد ان ارى واحد من هولاء من مرافق المناجم بنفسي |
| Ve şimdi taşıma araçları da olduğu için, onları tomruk ya da maden kamyonlarıyla sattıkları kasabalara taşıyorlar. | TED | و الآن حصلوا على وسائل النقل، إنهم ينقلونه على شاحنات قطع الأخشاب أو شاحنات المناجم إلى المدن حيث يبيعونه. |
| Elverişli madenler hızlı bir araştırmayla tespit edilmelidir. | Open Subtitles | يجب أن ينفذ مسح سريع على المناجم المتاحة فى البلاد |
| Evet ama kimse basa geçtikten sonra madenlere neler olacagini düsünmedi. | Open Subtitles | الشعب الذي لم يفكر ملياً في مستقبل المناجم بعد توليه السلطة |
| D'Anconia kendi parasını kullanmış ve şimdi hepsini o madenlerde kaybetti. | Open Subtitles | دى انكونيا , يستخدم ماله والان قد خسره فى هذه المناجم |
| Amcası öldüğünde ,onu madende köle olarak çalışmasına neden olan borcunu miras olarak aldı. | TED | عندما توفي عمه، ورث مانورو دَين عمه، الذي اضطره ليكون عبداً في المناجم. |
| madenleri kurutma, pamuk iplikçiliği yeni demiryolu ağına güç verme. | Open Subtitles | تصرف المناجم و تغزل القطن تمد شبكة القطارات الجديدة بالطاقة |
| Ve bu madenlerden kendi başına kaçmana yetmeyen güçlere sahip. | Open Subtitles | و من الواضح ليست كافية للهروب من هذه المناجم بنفسك |
| madenlerde çalıştım. Ve madenlerin keşfedilmemiş bir dünya olduğunu farkettim | TED | وعملت في المناجم وأدركت أن هذا العالم غير مرئي. |
| Bu Madenciler Gana'nın başka bir bölgesindeki maden kuyusunda çalışıyor. | TED | عمال المناجم هؤلاء مستعبدون في مهواة منجم في جزء آخر من غانا. |
| Bize bir maden şirketi tarafından ödünç verildi. | TED | يقوم بمراقبة نسبة الغبار في مواقع شركة المناجم |
| Evet, bu Montana'da aküt bir sorun. maden atıklarının zehirleri milyarca dolarlar seviyesinde zarar verdiler. | TED | يوجد, و بشكل خطير فى مونتانا. المشكلات المتعلقة بمخلفات المناجم التي تسببت فى أضرار تقدر بمليارات الدولارات. |
| Elverişli madenler hızlı bir araştırmayla tespit edilmelidir. | Open Subtitles | يجب أن ينفذ مسح سريع على المناجم المتاحة فى البلاد |
| Askeri güç için değilse bile, madenler için. | Open Subtitles | ليس لغرض الخدمه فى الجيش بل لغرض العمل فى المناجم |
| madenlere gitmek senin için bir değişiklik olacak, değil mi? | Open Subtitles | أصغر من أن تكون مؤهل لعمل المناجم الشاق، أليس كذلك ؟ |
| madenlere ve fabrikalara alınan delikanlılar arasında, yeni bir eşitlik vardı. | Open Subtitles | كان هناك نوع جديد من المساواه بين الصبيه العاملين فى المناجم والمصانع |
| Kongo'daki durum ve oradaki madenlerde olup bitenler hakkında cep telefonlarımızın mümkün kıldığı iletişim şekli sayesinde ancak bu kadar şey biliyoruz. | TED | نحن فقط نعرف الكثير عن الوضع في الكونغو وفي المناجم بواسطة هذا النوع من الاتصالات التي مكنتنا منه الهواتف النقالة. |
| Kanaryalar bir çeşit biosensör gibi madenlerde kullanılırlardı. | TED | كان يتمّ استخدام طيور الكناري كنوع من أجهزة استشعار للعوامل البيولوجية في المناجم. |
| Hintlilerin çoğu, genelde sizin gibi Hindular madende ve tarlada çalışmak için getirilmiş. | Open Subtitles | و الغلبية العظمى من الهنود معظمهم من الهندوس مثلك أنت جاؤا الى هنا للعمل في المناجم و جمع المحاصيل |
| kömür madenlerinde çalışıyorlarmış ve şimdi kömür madenleri kapanınca gidecek bir yerleri kalmamış. | Open Subtitles | في المناجم , والان تلك المناجم اغلقت ولايوجد مكان يذهبون اليه |
| 74 Yanki dış mıntıkadaki madenlerden cevher taşıyordu. | Open Subtitles | كان 74 امريكي شمالي علي متنه يقومون علي خدمة المناجم في القطاع الخارجي |
| madenlerin karanlığından sonra... dışarı çıktım, sersemlemiş gibiyim. | Open Subtitles | بعد ظلام المناجم أستطيع ان اغرق فيه كرجل مسلوب العقل |
| Madenciler, madenin içinde haberleşmek için dandik bir sinyal kullanıyorlar. | Open Subtitles | حسناً ، عمال المناجم يستخدمون إشارة المرشّح للإتصال بمن في المنجم |
| Madencilik bana uzak değil ama seninkiler beni kolay kabul etmezler. | Open Subtitles | عمال المناجم مثلي ، و لكنني لن أعمال هكذا مع طبقتك |
| Hepimiz kömür anlaşmasından sonra bu hayattan çekildiğin hissine kapıldık. | Open Subtitles | جميعنا وصلنا لإحساس أنك تنحيت عن هذه الحياة بصفقة المناجم |
| Başka bir olayda, bir madenci ile tanışmıştım. Madeni bırakıp üç aylığına evine gelmişti. | TED | حادثة أخرى و هي أني قابلت عاملا بالمناجم. و كان في البيت خلال إجازة الثلاثة أشهر من المناجم |
| Satıcılar, sekreterler, kömür Madencileri, arıcılar, kılıç yutanlar... hepimiz. | Open Subtitles | الباعة.. الموظفون.. عمال المناجم حتى الحواة |
| Mimarlar, biyologlar, tasarımcılar, Madenciler, keçi çobanları, dahasını siz söyleyin. | TED | المهندسون المعماريون والبيولوجيون والمصممون وعمال المناجم ورعاة الأغنام، وغيرهم الكثير. |
| madene gitmek istemiyorum, eğer güzel bir gösteri sunamazsam... | Open Subtitles | فأنا أخشى المناجم" "إن لم أقدم عرضاً أفضل |