| İkinizin deli gibi aşık olduğunu ve onun Doğru kişi olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد اخبرتني بأنكما واقعين بالحب بجنون و يمكن ان يكون الرجل المنشود |
| Fakat bizler bu işi Doğru yapmak ve hedefimizi tutturmak için, 5.000 farklı karışım yapmak zorunda kaldık. | TED | لكن باحثينا أضطروا لخلط 5000 مركبات مختلفة للوصول للنتيجة، والهدف المنشود |
| Eğer aradığımız adam oysa kullandığı tek takma ismin o olduğunu hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | لو كان هذا هو الرجل المنشود أشك أنها الشخصية الوحيدة التي يقوم باستخدامها |
| Şöyle diyelim; önemli bir sorun çıktığında, Aradığın adam benimdir. | Open Subtitles | لنقل أنه عندما تقع مشكلة كبيرة فأنا الرجل المنشود. |
| Eğer bu işi polislerin Yaptığından daha hızlı ve daha güvenli yapabilirsen işte o zaman aradığımız adam sensin demektir. | Open Subtitles | إذا أنت يُمكنك أن تساعد على إنهاء هذا الشيء بسرعة وأكثر أماناً من الشرطة ، تكون أنت الرجل المنشود |
| Bu ondan biri bizim Bay Owen'dır. | Open Subtitles | واحد من هؤلاء العشره هو مستر أوين المنشود |
| Hukuk fakültesinin son döneminde aradığım erkek olduğunu sandığım kişiyle çıkıyordum. | Open Subtitles | الترم الأخير من كلية الحقوق أواعد من كنت أعتقد أنه المنشود |
| Sıradan bir çocuk bulup bize onun seçilmiş kişi olduğunu mu söyleyeceksin? | Open Subtitles | أن تعثر على طفل عشوائي و تخبرنا بأنه الطفل المنشود ؟ |
| Bir numaradır kuzenim. | Open Subtitles | إنه الرجل المنشود .. |
| aradığınız adam evini, mülkünü, ya da işini kaybetmek üzere olan biri. | Open Subtitles | نحن نعتقد ان الرجل المنشود فى خطر خسارة منزل, ملكية, او عمل |
| Burada yaptığımız amaca uygun bir ekonomiye Doğru bir kaç basit adım atmaktır. | TED | الذى نعمله هنا هو أن نأخذ بعض الخطوات البسيطة تجاه إقتصاديات تلائم الغاية والهدف المنشود. |
| Adım yanlış olabilir ama Doğru adam benim. | Open Subtitles | كلا، لم يكن لديَّ الإسم الصحيح .ولكن أنا الرجل المنشود |
| Doğru. Burası da zaten sevgilini sahiplenecek bir yer olmalı. | Open Subtitles | صحيح، هذا هو المكان المنشود إذاً لنكون استحواذيين |
| Olmaz. El altından iş yaptırmak istiyorsan Doğru adamı buldun. | Open Subtitles | تماماً، إن احتجت شيئاً سرّيّاً "أي رشوة" فأنا رجلك المنشود |
| Eğer aradığımız dayınsa, onu şehirden sessizce çıkaracağız. | Open Subtitles | اذا كان خالك هو الرجل المنشود سنجعله يغادر البلده فى هدوء |
| Yani aradığımız hayalet değil. | Open Subtitles | أنا واثق تماماً من أنها ليست شبحنا المنشود |
| Oldukça. aradığımız adamın o olduğundan kesinlikle eminim. | Open Subtitles | للغاية، لأنّي لا أزال متأكّداً من أنّه رجلنا المنشود |
| The Toad işte, söyledim sana. Aradığın adam o. | Open Subtitles | أخبرتك، إنه الضفدع إنه الشخص المنشود |
| Sahiden bak, Aradığın kişi bu olabilir. | Open Subtitles | أنا اخبرُك، هذا الرجل قد يكون المنشود |
| Hemen solundaki. İşte adamımız. | Open Subtitles | على شمالكَ، الرجل المتحدث حالياً، إنّه رجلنا المنشود |
| Ve bizim elimizde hiç bir şey yok. | Open Subtitles | ،اليوم هو اليوم المنشود وبالكاد ليس لدينا شيء لنواصل به |
| İlişkimiz harika idi, aradığım kişinin o olduğuna inanıyordum. | Open Subtitles | عندما كان الوضع بأفضل حال ظننت أنه المنشود |
| seçilmiş olan sen değilsin. Sen zayıfsın. | Open Subtitles | لستَ الشخص المنشود أنتَ ضعيف |
| "Altı 1 numaradır." diye bağıracaksın. | Open Subtitles | وستنادي بأنّ (ستّة) هو المنشود |
| Evet, duydum. aradığınız adamın o olduğundan şüpheliyim. | Open Subtitles | لقد سمعت بالأمر، إلا أنني لست متأكداً من كونه رجلنا المنشود. |