| Bu göçmen öğrenci ailesinde ilk defa ATM kullanan kişi. | TED | هذا الطالب المهاجر هو الأول في عائلته الذي استخدم الصرافة. |
| göçmen somonlar üremek için serin ve oksijen bakımından zengin sulara ihtiyaç duyarlar. | Open Subtitles | سمك السلمون المهاجر ، يحتاج لهدوء مياه تحتوي على الاكسجين جيد ، لتتكاثر. |
| göçmen güvercinlerin yaşayan en yakın akrabası bant kuyruklu güvercin. Bol sayıdalar. | TED | أقرب كائن حي للحمام المهاجر هو الحمام ذو الذيل المخطط وهو متواجد بكثرةويوجد البعض منها بهذه النواحي. |
| Eskiden kuşkulu itibarı ve Rus göçmeni olan günah içinde yaşayan bir kadının mı? | Open Subtitles | امرأة كان سابقا الذين يعيشون في الخطيئة مع المهاجر الروسي سمعة مشكوك فيها؟ |
| Yoksa bu göçmene, kendisini binbir türlü zorluğa sokup kim yardım ederdi ki? | Open Subtitles | من غيري كان سيتكبد عناء مساعدة هذا المهاجر المسكين؟ |
| O göçmenin kaynağımız olmadığını biliyordun, değil mi? | Open Subtitles | كنت تعرف بأن ذلك الفتى المهاجر لم يكن مصدرنا، أليس كذلك؟ |
| Bu parçaları göçmen güvercin parçalarıyla değiştirirsek, soyu tükenmiş türü yeniden size öterken buluyorsunuz. | TED | إن أنتم غيرتم تلك الأشياءبأخرى للحمام المهاجر ستحصلون على طائر منقرض يهدل أمامكم. |
| Aynı zamanda, göçmen güvercin konusuyla da ilgilenmeye devam edeceğiz. | TED | فنحن في طريقنا ونتقدم بشأنالحمام المهاجر. |
| Bu veriler olgunlaştıkça George Church'e gönderecekler ve o da mucizesini gerçekleştirerek bunlardan göçmen güvercin DNA'sı çıkaracak. | TED | وسيرسلون البيانات بانتظاملجورج تشورش الذي سيستخدم سحرهلاستخلاص الحمض النووي للحمام المهاجر. |
| göçmen dilenen Amerika, kendi oğluna sonradan sahiplendikleri kadar merhamet göstermeliydi. | TED | هذا المهاجر توسل أمريكا لتكون رحيمة بابنها الأصلي كما كانت رحيمة بابنها بالتبني. |
| "Mülteci" ve "göçmen" terimleri konusunda konusunda yaşanan karışıklığı biraz açalım. | TED | يوجد الكثير من اللغط بشأن الفرق بين المصطلحين "المهاجر" و "اللاجئ". |
| Rahim kanseri teşhisi konan bu Iraklı göçmen gibi. | Open Subtitles | كهذا المهاجر العراقى الذى تم تشخيصه على أنه مصاب بالسرطان |
| Demek istediğim sen buraya misafir olarak geldin. göçmen olan benim. | Open Subtitles | ما أقصده أنّك هنا في عطلة ممتعة في نهاية الأسبوع، لكن أنا هو المهاجر. |
| Sanırım nerede olduğunu unutuyorsun, seni aşağılık göçmen. | Open Subtitles | أعتقد أنك نسيت أين أنت أيها المهاجر اللعين |
| Şayet göçmen arılar tehlikeli bir şeyin geldiğini hissedip kaçtılarsa... | Open Subtitles | لكن إذا أحس النحل المهاجر بأن شيئا ما قادم شيئا خطيرا و هرب |
| Tandocca Ölçeği, göçmen arıların kullandığı taşıyıcı sinyallerin dalga uzunluğu silsilesidir. | Open Subtitles | إنها موجات تستعمل كإشارة ناقلة من النحل المهاجر صغيرة جدا |
| Bence senden harika Srikumar olur. göçmen olan yani. | Open Subtitles | أعتقد أنك ستقوم بأداء رائع لشخصية المهاجر شريكومار |
| 10 yaşında Romanya göçmeni. | Open Subtitles | المهاجر الروماني البالغ من العمر 10 سنوات. |
| Ben ölmek istemiyorum bu İngiliz göçmeni tarafından! | Open Subtitles | .. لا أريد أن يقتلنى هذا المهاجر الحقير |
| Zavallı göçmene acıyorum. | Open Subtitles | ياللرثاء على المهاجر المسكين |
| Ben buna "göçmenin şıklığı" diyorum. | Open Subtitles | " أسميه " المهاجر الأنيق |
| İstediğim kadar gürültülü çalarım, pis İtalyan! | Open Subtitles | سأعزف بصوت عال كما اريد ايها المهاجر الايطالي الصغير |