| Ancak yapışkan kimyasallar genellikle betondan çok farklı davranır ve zamanla bu yapıştırıcılar daha da kötü çatlaklara yol açabilir. | TED | لكن المواد الكيميائية اللزجة تتصرف بشكل مختلف جدًا عن الخرسانة، ومع الوقت، هذه المواد اللاصقة قد تؤدي إلي تشققات أسوء. |
| Belki zehirli kimyasallar, belki de küresel ısınma sonucu okyanus asitleşmesi bile. | TED | ربما المواد الكيميائية السامة، أو حتى تحمض المحيط الناجم عن تغيُّر المُناخ. |
| Bu kimyasallar, tamamen yabancı biri ile bile bağ kurmamızı ve empati yapmamızı sağlayan eşsiz bir yetenek sağlıyorlar. | Open Subtitles | هذه المواد الكيميائية تُعطينا القدرة الإنسانية الفريدة للتواصل مع شخص ما، حتى لو كان شخصاً غريباً عنا تماماً، والتعاطُف |
| Gübre endüstrisinde üretimi gerçekleştirilmektedir; kimyasal madde endüstrisinde de üretilmektedir. | TED | أنه ينتج في صناعة الأسمدة ؛ وفي صناعة المواد الكيميائية. |
| Ürünler tasarladık ve kimyasalları milyonda bir parçacığına kadar analiz ettik. | TED | لذا قد صممنا منتجات وقمنا بتحليل المواد الكيميائية وصولاً إلى أجزاء من المليون. |
| İşin alengirli kısmı ise bu kimyasalların bir kıyafetin rengini uzun zaman koruyabilmesinde oldukça işe yarıyor olması. | TED | والحيلة أن تلك المواد الكيميائية القاسية فعّالة جداً في الحفاظ على ثبات لون الملابس لمدة طويلة جداً. |
| Parmak izleri genelde yakılır ceset de bir nehre atılır veya kokuyu yok etmek için kimyasallarla birlikte gömülür. | Open Subtitles | بصمات الأصابع في كثير من الأحيان تحرق والجسد يلقى في نهر أو يدفن مع المواد الكيميائية للقضاء على الرائحة |
| Bildiğin üzere, kimyasal silahlardaki zor olan kısım kimyasallar değil. | Open Subtitles | وكما تعلم الجزء الصعب في الأسلحة الكيميائية ليس المواد الكيميائية |
| Biz yeterince kimyasallar ve ticaret araçları tohum ve yemeklik yağ için. | Open Subtitles | كان لدينا ما يكفي المواد الكيميائية والأدوات اللازمة لتداول للبذور وزيت الطهي. |
| Ve sonunda çöpçuler çöpün içine bölgesel bazı kimyasallar koydular. | TED | وأخيراً، عمال القمامة يضعون نوعاً من المواد الكيميائية الإقليمية في القمامة. |
| Belirli kimyasallar ağrı reseptörlerinin eşik noktasını düşürebilir. | TED | بعض المواد الكيميائية يمكنها العبث و إعادة توليف عتبة الألم ويمكنها أن تخفض عتبة الألم |
| Kanıtlar gösteriyor ki beyindeki kimyasallar başka biri tarafından kendisine bağımlılık yaratacak şekilde etkilenebiliyor. | TED | تظهر الأدلة أن المواد الكيميائية في دماغك التي يحفزها شخص آخر يمكن أن تجعلك تطوّر اعتيادا لذلك الشخص. |
| Ya da uçucu organik bileşikler, günlük ürünlerde soluduğumuz binlerce kimyasallar. | TED | أو المُركبات العضوية المتطايرة، آلاف المواد الكيميائية في المنتجات اليومية التي ينتهي بنا المطاف في تنفسها. |
| Her sene kaç galon kimyasal maddenin okyanuslara döküldüğünü biliyor musun? | Open Subtitles | اتعرف كم لتراً من المواد الكيميائية تصبّ سنوياً في المحيط ؟ |
| Meteor taşlarıyla çalışırken kimyasal maddelerin tepkisini tahmin etmek çok zor. | Open Subtitles | عند التلاعب بصخور نيزك من الصعب جداً توقع تفاعلات المواد الكيميائية |
| Kendileri toksin üretemeyince, bu dişiler o koruyucu kimyasalları almak için başka ateş böceklerinin kanını emme yoluna başvurur. | TED | ولعجزها عن انتاج السموم من أجسادها، تلجأ تلك الإناث إلى شرب دماء اليراعات الأخرى للحصول على المواد الكيميائية الوقائية. |
| Büyüdüğü sırada okyanustan kimyasalları alır. | TED | وهو ينمو يمتص المواد الكيميائية من المحيط. |
| Stres kimyasalları enerjiyi mobilize eder ve uyarılmışlığı arttırır. | TED | تساهم المواد الكيميائية الناتجة عن الإجهاد في حشد الطاقة وزيادة اليقظة. |
| Ve her bölündüklerinde kendi içlerindeki kimyasalların eşit olmayan bir bölünmesi gerçekleşiyordu. | TED | وفي كل مرةٍ تنقسم فيها، تنفصل إلى أجزاء غير متساوية من المواد الكيميائية التي تكونت منها. |
| Beyindeki farklı kimyasalların, yaptığımız seçimleri nasıl etkilediğine bakmak için deneyler yapıyorum. | TED | أقوم بتجارب لاختبار مختلف المواد الكيميائية في دماغنا والتي تؤثر على قراراتنا التي نصنعها |
| Laboratuardakiler, kemoterapi için verilen kimyasallarla karıştığını ve kanını, bir çeşit sinirsel etki yaratan zehire dönüştürdüğünü düşünüyorlar. | Open Subtitles | رجال المختبر يظنون أنه مجموعة من المواد الكيميائية و حوّل ذلك دمها إلى سم عصبي نحن محظوظون أنهم ليسوا موتى |
| Sonuç olarak, birçok işçi asgari ücretin altında kazanır ve toksik tutkal dumanları gibi zararlı kimyasallara maruz kalır. | TED | وكنتيجة، يكسب العديد من العمال أدنى من المستوى المعيشي، ويتعرضون للعديد من المواد الكيميائية الضارة مثل دخان الصمغ السام. |
| Sigarada bulunan kimyasallardan çoğu, kanser oluşturabilecek tehlikeli DNA mutasyonlarını tetikleyebilir. | TED | العديد من المواد الكيميائية داخل السجائر قد تؤدي إلى حدوث طفرات جينية خطيرة في الحمض النووي والتي تسبب السرطان. |
| Beyindeki dört kimyasala göre genel olarak dört tane kişilik tipi belirledik. | TED | وأعتقد أننا قد توصلنا الى أربعة أنواع عامة من الشخصيات المرتبطة بنسب هذه المواد الكيميائية الأربع في الدماغ. |
| Beyinlerimiz egzersiz yaptığımızda endorfin de dâhil bir sürü kimyasalı serbest bırakır. | TED | كذلك تفرز أدمغتنا عدداً من المواد الكيميائية عندما نتمرن، بما في ذلك هرمون الإندورفين. |