Kendiniz için planladığınız Ölüm, çabuk ve kolay olacaktı. | Open Subtitles | الموت الذي خططته لنفسك كان سيكون سريعاً وسهلاً |
Ve burada Ölüm Defteri'ni düşüren Ölüm Meleği ile onu alan insan arasında bir takas vardır... | Open Subtitles | وهناك اتفاق يمكن وضعه فقط من إله الموت الذي أسقط مذكرة الموت مع الانسان الذي التقطها |
Şöyle diyelim, ben Ölüm Meleği Diyarı'ndaki bir Ölüm Meleği'ni öldürme yolunu bilen çok az kişiden biriyim. | Open Subtitles | ذلك لأني واحد من القليلين في عالم آلهة الموت الذي يعلم كيف تقتل إله الموت تلك هي الكيفية |
Hepimizin bildiği ve sevdiği Ölüm Yarışı değişmeyecek. Büyüyecek ve daha iyi olacak. Bu size sözümdür. | Open Subtitles | سباق الموت الذي عرفناه وأحببناه لن يتغير بل سوفَ يكبُر ويصبح أفضل. |
Uzun zamandır arzu ettiğin ölümü veriyorum sana. | Open Subtitles | أتعلم، إنني أمنحك الموت الذي .كنت تبحث عنه طويلاً |
Fiiliyatı hakkında çok az şey biliyoruz, müteakiben ölümü salıveren sihirsel mekanizma hakkında da. | Open Subtitles | نحن نعلم عن هذه التفاصيل وميكانيكية هذا السحر والتي تحرر الموت الذي سيتبع |
Hepimizin bildiği ve sevdiği Ölüm Yarışı değişmeyecek.. | Open Subtitles | سباق الموت الذي نعرفه جميعاً و نحبه سيتغير |
NasıI olduysa Ölüm kalım boğuşması sırasında devrilmediler, öyle mi? | Open Subtitles | ومع ذلك ، لم يتحرك شئ في شجار الموت الذي حدث هنا ؟ |
Eğer geri dönemeseydin, bu benim için bir nevi Ölüm sayılırdı. | Open Subtitles | النوع من الموت الذي لا يمكن العودة منه ذلك النوع من الموت |
Uzun, acılı bir Ölüm geçirdi. | Open Subtitles | توفيت منذ فترة طويلة، الموت الذي طال أمده. |
O kaltağın zavallı Arthur'a verdiğinden daha nazik bir Ölüm vereceğine inanıyorum. | Open Subtitles | أثق أنك ستعطيني موت أكثر رئفة من ذلك الموت الذي أعطته تلك الساقطة لأرثر المسكين |
Ölüm tüm insanların düşüncelerini alıyor. | Open Subtitles | الموت الذي يلف كل الناس بكل ما يمكن تخيله من أحتمالات |
Peki, kendini eğlendirmen bitince Ölüm kalım meselemize geri dönelim. | Open Subtitles | حين تنتهي من التسلية، أود العودة لموقف الحياة أو الموت الذي نتعامل معه. |
Ama ilk seferde hissettiğim Ölüm kalım hissi artık yoktu, çünkü tetikte kaldım -- çünkü koşmadım. | TED | لكن شعور الحياة أو الموت الذي شعرت به في المرة الأولى لم يعد موجودًا، فقط لأني بقيت مندمجًا -- لأني لم أركض. |
Ama Mösyö Langton için planladığınız Ölüm, ...bir insanın başına gelebilecek en kötü Ölüm şekliydi. | Open Subtitles | لكن الموت الذي خططته للسيد "لانغتون" هو أسوأ موت لأي شخص! |
Bir insana aşık olan Ölüm meleği ölür. | Open Subtitles | إله الموت الذي يقع في الحب مع بشر سيموت |
Sağ kalmayı başardığım bir Ölüm, tamamen canlı olduğum bir Ölüm. | Open Subtitles | ... الموت الذي نجوت منه الموت الذي أعيش خلاله الآن |
Bu adama hayatına devam etme fırsatı mı vereceksin yoksa onun kocana yaptığı gibi Ölüm fermanını mı imzalayacaksın? | Open Subtitles | سوف تمنحي هذا الرجل ...الفرصة لمواصلة العيش أو ستختارين نفس الموت الذي أصدرة في حق زوجكِ ؟ |
Onun getirdiği ölümü kucaklamalıyız böylece Cennet'te onun tarafında oturabiliriz. | Open Subtitles | يجب أن نحتضن الموت الذي يحضره لنا... . لنجلس بجانبه في الجنة |
İkiniz öldüğünde o sarışın velet Kara Danvers'a hak ettiği ölümü bahşedeceğim. | Open Subtitles | بمجرد موتكما أستطيع أخيرًا أن أمنح هذه الفتاة الشقراء كارا دانفيرس) الموت الذي تستحقه) |