Tıpkı şu İspanyol avukat gibi sizin de mi dilinizi kestiler? | Open Subtitles | هل لسانُك مُجرّد مثل ذلك المُحامي الكلب؟ |
Ünlü avukat Samantha Pierce'le birlikteyiz. | Open Subtitles | نحن هنا مَع المُحامي البارزِ سامانثا تَثْقبُ. |
Beni siklemeyen avukat için bunu hisset | Open Subtitles | اشعر بهذا، لأجل المُحامي الذي لميفعلشيئاًلأجلي, |
Mümkün, ama öğrenmenin en iyi yolu, ödemeleri onaylayan avukatın izini sürmek. | Open Subtitles | ذلك مُمكن، لكن أفضل طريقة لمعرفة ذلك هي بتعقب المُحامي الذي أذن بتلك المدفوعات. |
avukatla telefonla konuştum. Zeki birisine benziyor. | Open Subtitles | تحدثتُ معَ المُحامي العام على الهاتِف و بَدى أنها ذكيّة |
Aynı tipte cinayete aynı Avukata, aynı deri rengine mi sahiplerdi? | Open Subtitles | إلا أنهما يشتركان في نفس النمط من القتل, ونفس المُحامي ونفس لو الجلد سوف لن تكون قادراً على تحويل هذا إلى شيئ عُنصري |
Evet, belki öyleyim ama arada bir de olsa içimdeki avukat ortaya çıkıyor. | Open Subtitles | لكن بينَ الحينة و الأُخرى ينطلقٌ المُحامي الذي فيّ حقاً؟ |
Bugün, Uyuşturucu Patronu, Thomas Simon, eski avukat, Monique Carter'ı öldürmek suçundan göz altına alındı. | Open Subtitles | اليوم، توماس سايمون، مسمار المخدّرِ الرئيسي المزعومِ، إتّهمَ بقتل المُحامي السابق مونيك كارتر. |
avukat, ihmalkarlığını kanıtlarsam velayeti alacağımı söyledi. | Open Subtitles | قال المُحامي أنّه لو كان بامكاني إثبات إهماله، فإنّ بإمكاني الحصول على الحضانة. |
Daha dikkatli olmalıydın Bay avukat. | Open Subtitles | كان يجب عليك أن تعطي آنتباهاً أكثر, أيها المُحامي. |
Burada sekiz kişi var. O eksik avukat olmalı. | Open Subtitles | هؤلاء ثمانية هنا، لابدّ أنّه المُحامي المفقود. |
İçeride avukatı ile konuşuyor. Şüpheliler avukat tutarlar. | Open Subtitles | أنهُ أخبرنا هناك يطلب محامي يا رِفاق وصل المُحامي |
Sonra bu 30 bin oyun Peter için olduğunu ortaya çıkardık. Mahkemede savunma yapan avukat kimdi? | Open Subtitles | من هو المُحامي الذي ناقش الأمر بالمحكمة؟ |
Yasaların içinden öyle istediğinizi seçemezsiniz avukat bey. | Open Subtitles | لا يحق لك اختيار ما تشاء من القانون، أيّها المُحامي. |
Üsteğmen Waters'ın timinin üyelerini temsil eden sivil avukat işbirliği yapmıyor. | Open Subtitles | المُحامي المدني الذي يُمثل أعضاء فريق الملازم واترز لا يتعاون |
Bir de, duyduğuma göre avukat Jo'nun bilgisayarlarını sizin memurlar almış. | Open Subtitles | و لقد سمعت بأن حواسيب المُحامي جوو تم أخذها من قِبل ضُباطك.. |
avukatın bize karşı konuşmamasının ve hırsızlığı ihbar etmemesinin tek bir nedeni olabilir. Bir şeyleri gizliyor. | Open Subtitles | هُناك سبب واحد لمُماطلة ذلك المُحامي لنا وعدم الإبلاغ عن إقتحام، هُو يُغطي شيئاً. |
Ben senin avukatın olamam. | Open Subtitles | لا يُمكنني أن أكونَ ذلكَ المُحامي لك |
İkinci seçenek ise avukatın bildiği her şeyi anlatmıyor olması. | Open Subtitles | الخيار " ب " هو أن المُحامي لا يُخبرنا بكل ما يعلمه |
Çalışanların cinsel taciz davalarıyla ilgilenen avukatla konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد التحدُث إلى المُحامي المسؤول عن التحرش الجنسي بالموظفيين |
Avukata göre jürinin karar vermesi birkaç gün sürebilirmiş. | Open Subtitles | يقول المُحامي أن الأمر قد يتطلّب بضعة أيام قبلَ أن تعودَ هيئة المُحلفين بالقرار |
Avukatımla görüşünceye dek daha fazla konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد قول المزيد حتى أتحدث مع المُحامي الخاص بي |
Ama şimdi karşı tarafın avukatı onu yalanlamak için kürsüye başka bir şahit çıkaracaktır. | Open Subtitles | لكن الآن المُحامي المعارض يَنْوى استجواب شاهد آخر على منصة الشهود ليناقضة |