| okyanus, iletişimsiz bir şekilde kaybolmak isteyeceğin bir yer değildir. | Open Subtitles | المُحيط ليس مكاناً تودّ أن تكون ضائعاً فيه بدون إتصال. |
| Yaklaşık yarım mil dibe batarak... saniyede 20, 30 mil hızla okyanus zeminine çarpıyor. | Open Subtitles | غارقة بسرعة ما بين 20 إلى 30 عقدة، وحينها تصدم قاع المُحيط. |
| Yaşamlarının her parçasında okyanusun büyük bir etkisini görmek mümkün. | Open Subtitles | لدى المُحيط تأثيرٌ كبير على كلِّ مفهوم من وجودهم. |
| Şanslıyız ki, aradığı bilgisayar okyanusun dibinde çürüyor. | Open Subtitles | حسناً، لحسن الحظ أن ذلك الحاسوب يرقد بمكان مـا بقاع المُحيط. |
| - Uyduyu hackleyip rotasını sıfırlamanız... - ... lazım ki okyanusa düşsün. | Open Subtitles | يجب عليكم إختراق القمر الصناعي، وإعادة ضبط المدار حتى يسقط في المُحيط. |
| Buradan bakarsan Okyanusu görebiliyorsun | Open Subtitles | إذا وقفت هُنا تماماً , بإمكانك أن ترى المُحيط |
| okyanusta yaklaşık 3 milyon gemi enkazı var. | Open Subtitles | ثمّة حطامٌ يُقدّر بثلاثة ملايين في المُحيط. |
| okyanus kıyısındaki bungalovlardan kiralayalım. | Open Subtitles | الحصول علي إحدي تلك البيوت ذات الطابق الواحد أمام المُحيط |
| Ama sonra topografyayı okyanus haritasıyla karşılaştırdım. | Open Subtitles | .. ولكن إن قارنت بين عِلم الطوبوغرافيا .. بخريطة المُحيط |
| Bu kadar önemsiz bir şeyi hatırlayamıyorsan bir daha okyanus Parkı'na gelme. | Open Subtitles | إذا لَم يكن بإستطاعتك تذكّر شيئاً بسيطاً، لا تأتي إلى ''حديقة المُحيط'' ثانية. |
| Dışarı baktığında aynı dalgalı, sakin bir okyanus gibi. | Open Subtitles | كما تعلم , أنت تبحث مِن حولك وهي تشبه المُحيط بعلوٍ مُعتدِل |
| Karadaki birkaç seçeneği saymazsak Pasifik adalarında, hayatın neredeyse her parçasına okyanus temel oluyor. | Open Subtitles | مع خيارات قليلة على اليابسة المُحيط المُجاور يدعم كل أشكال الحياة على جزيرة الهادئ. |
| Deniz kabuklarının okyanusun sesini taşıdıklarını söylerler. | Open Subtitles | أتعلمين، إنّهم يقولون أنّ الأصداف تحمل معها دوماً أصوات المُحيط. |
| Belki de onları, okyanusun ortasına bırakmalıyım? | Open Subtitles | رُبما عليّ أن أُلقي بِهم فى مُنتصف المُحيط ؟ |
| O gemi 200 senedir okyanusun dibindeydi. | Open Subtitles | تلك السّفينة ظلّتْ في قاع المُحيط لمأتيّ عاماً. |
| okyanusa bakan bir süit seçtim, sigara içeriz diye penceresi de var.. | Open Subtitles | لقد أخترتُ جناحًا في المُحيط مع فتحة حتى نتمكن من التدخين وكذلك |
| Bu güdümlü sinyali klonlayabilmemiz ve planörü okyanusa gönderebilmemizin bir yolu var mı? | Open Subtitles | أهُناك طريقة قد تُمكننا من إستنساخ المُوجه ؟ وإرسال الطائرة إلى المُحيط ؟ |
| 50. doğum günümde en değerli varlığımı okyanusa sunuyorum. | Open Subtitles | أخذت زُمرّدتي الثمينة إلى المُحيط في عيد ميلادي الخمسين |
| Mart ayı, ama Kutup Okyanusu hala buzlarla kaplı. | Open Subtitles | بالرغم من أنَّه آذار, مازال المُحيط المُتجمِّد الشمالي مُسيَطراًعليهمن جليدالبحر. |
| Pasifik Okyanusu suyun derinliği 8,272 metre. | Open Subtitles | .. المُحيط الهـآدىء لحقل النفط عُمق المـآء 8,272 متر |
| Tuhaf. Okyanusu duyuyorum. Her zaman böyle olması ilginç. | Open Subtitles | هذا غريب، اسمعُ المُحيط مِنَ المُضحك كيف أن هذا يحدُثُ كل مره |
| Basit şeyler. Sahilde yürümek. okyanusta kulaç atmak gibi. | Open Subtitles | أمور بسيطة، كالتمشي على الشاطئ، والسباحة في المُحيط |
| - Su ayakkabılarım olmadan denize girdim. | Open Subtitles | لقد مشيتُ على المُحيط بدون جواربي المائية |
| - Norteguaylılar köpeklerinin çevrede özgürce dolaşmasına izin veriyor olmalı. | Open Subtitles | حسناً، لابدّ أنّ النورتغوايين يتركون الكلاب تتجوّل بحريّة حول المُحيط. |
| Belki Çevreyi saran dikenli tellere tırmandı ve park kapandıktan sonra orada kaldı. | Open Subtitles | رُبما تسلق حاجز الأسلاك الشائكة.. المُحيط بالحدود الخارجية وأنتظر لساعات. |