| Bu yüzden evini ateşe verip, onu ölüme terk ettiniz. | Open Subtitles | لذا أضرمتم النار في منزله و تركتموه هناك كي يموت |
| ateşe dökülmüş kızgın yağ gibi yayılan tehlikeli sözler haline gelir! | Open Subtitles | أن يتحول ذلك لنقاش سام وينتشر مثل النار في الزيت الساخن |
| Güney ABD'deki Ateş karıncalarını yok etmeye yönelik bir girişim, | TED | فإحدى محاولات القضاء على نمل النار في جنوب الولايات المتحدة، |
| Aslında, Bowery'de içinde Ateş yanan tenekelerin etrafında dikilip, "köpek öldüren" içiyorduk... | Open Subtitles | في الواقع كنا نتواجد حول النار في علب الصفيح و نقوم بالشرب |
| Bodrumda yangın başladı. Alarm çalmaya başladığında alevler her yeri sarmıştı. | Open Subtitles | اشتعلت النار في القبو وقبل أن نعلم انتشرت في كل مكان |
| - Hitchcock ve Scully şimdi mutfak lavobosunda yangın çıkardı. | Open Subtitles | هيتشكوك وسكالي اضرموا النار في المطبخ يا الهي يا الهي |
| Bomba geliyor! | Open Subtitles | النار في الفتحة |
| Fırından sıçrayan közün yün dükkanını... ateşe verdiği zamanı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكر حينما قفزت جمرة مِن الموقد وأشعلت النار في مخزون صوفك؟ |
| Bir gün, bambu parçasının şeklini değiştiriyordum ve ortalığı ateşe vermemle çalışmam son buldu. | TED | ذات يوم كنت أحاول ضبط شكل غصن من البامبو وانتهى بي الأمر إلى إضرام النار في المكان. |
| Yığılmayı aştınız, ormanı ateşe verdiniz, bu da iltihap, düğüm ve hücre ölümlerine yol açtı. | TED | لقد بدأت المتتالية، مشعلةً النار في الغابة، مسببةً الالتهاب، التشابكات، وموت الخلايا. |
| Charlie, adamın saçını ateşe verebilirdin. | Open Subtitles | تشارلي, أنتي لربما كنتي أشعلتي النار في وجهه أو شعره |
| Daha fazla kaçmak yok, arabasını ateşe vermek yok. | Open Subtitles | عندما أرجع للبيت عدم الهروب مرة أخرى، عدم اشعال النار في سياراته |
| Ama kendi ölümümü oynamaktan ya da salonu ateşe vermekten başka başka ne yapılabilir ki? | Open Subtitles | لكن بدون تزييف موتي أو اشعال النار في المسرح |
| Dışarıda Ateş ediliyor ve burada olmamız en başta senin hatan. | Open Subtitles | إنهم يطلقون النار في الخارج وأنت المذنبة في وجودنا هنا أصلاً |
| Bu kadar küçük bir alanda nasıl Ateş yakıyorlar ki? | Open Subtitles | كيف يمكنهم إضرام النار في مثل هذة المساحة الصغيرة ؟ |
| Gerçekten mi? Geçen gece ormanın içinde rasgele Ateş açtığını biliyoruz. | Open Subtitles | لأنّنا نعلم أنّك كنت تطلقين النار في الغابة في تلك الليلة. |
| Yani bu biraz evinizde yangın çıkması gibi. | TED | إذاً فهو نوع ما مثل أن يشب النار في منزلك. |
| Stewart Uçak Fabrikası'nda yangın çıktı. | Open Subtitles | النار في أعمال طائرة ستيوارت الذي فيه رجل واحد قتل، |
| -Görünüşe göre, petrol platformundaki yangın kaza değilmiş | Open Subtitles | النار في الزيِّ كَانتْ بدون حادثَ أيّ مشتبه بهم ؟ |
| Bomba geliyor! | Open Subtitles | النار في الحفرة |
| Bomba geliyor! | Open Subtitles | النار في الحفرة |