| Şehirlerin insanlar tarafından yapıldığını, birçok insanla birlikte yapıldığını, | TED | دعونا نفكر ان المدن مصنوعة من الناس الكثير من الناس مجتمعة |
| İnsanlar öğrenmeden hiç bahsetmeden eğitimi tartışarak müthiş zaman harcıyorlar. | TED | ويمكن أن يقضي الناس الكثير من الوقت في مناقشة التعليم دون مناقشة التعلم بتاتا. |
| İnsanlar teknolojide çok para kazanıyorlar. | TED | يجني الناس الكثير من الأموال في مجال التكنولوجيا. |
| Şimdi, tarih boyunca, insanlar din adı altında dehşet suçlar işlediler ve vahşete sebep oldular. | TED | الآن، وعبر التاريخ، ارتكب الناس الكثير من الجرائم والأعمال الوحشية باسم الدين. |
| Bunu öyle bir yapmalıyız ki insanlar, iş yerlerine ruhlarını evde bırakıp gelmesinler. | TED | يقول علينا أن نفعلها حتى لا يترك الناس الكثير من أنفسهم في صندوق سيارتهم. |
| İnsanlar değişik zamanlarda olacak olaylar hakkında karar verirken oldukça zorlanırlar. | TED | لدى الناس الكثير من الصعوبات في أخذ القرارات حول أشياء ستحدث في أوقات زمنية مختلفة. |
| İnsanlar, okumayla ilgili bana çok abartılı gelen şeyler söylüyordu. | TED | يقول الناس الكثير من الأشياء عن القراءة والتي أشعر أنها مبالغ فيها. |
| Bu insanlar Güneş'e, Ay'a ve yıldızları incelemeye çok vakit harcamışlar. | Open Subtitles | أعطى هؤلاء الناس الكثير من الإهتمام للشمس والقمر والنجوم |
| Kadını dövdüğü söyleniyordu. İnsanlar hep konuşuyorlardı. | Open Subtitles | و قال بعضهم أنه كان يضربها يقول الناس الكثير من الأشياء |
| İnsanlar bir sürü şey söylüyor. Ne cins bir kediydi? | Open Subtitles | يقول الناس الكثير من الأشياء،مانوع القطة؟ |
| İnsanlar narkoz sırasında delice şeyler duyarlar | Open Subtitles | يسمع الناس الكثير من الاشياء المجنونة اثناء التخدير |
| Sizinki gibi fonlarda insanlar çok para kaybedebilir. | Open Subtitles | تمويلات كالتي لديك يمكن أن تفقد الناس الكثير من المال |
| İnsanlar birçok ilginç molekül buldu, aminoasitler gibi yani proteinleriniz yapıtaşı, ve yıllar boyunca başka bir göktaşında başka bir molekül. | Open Subtitles | وجد الناس الكثير من الجزيئات المثيرة للاهتمام مثل الأحماض الأمينية, أيّ المكعّبات من البروتينات الخاصة بك, |
| Aslında ot yetiştirmek tütünden daha ucuz ama insanlar ona daha çok para veriyor. | Open Subtitles | أتعلم ، زراعة الحشيش أرخص من زراعة التبغ ومع ذلك يدفع الناس الكثير لأجله |
| İnsanlar ne kadar fazla enerji kullanmaya devam ederlerse geriye o kadar azı kalır. | Open Subtitles | فكلما إستهلك الناس الكثير من الطاقة فكلما قل المتاح منها |
| İnsanlar kızgınken bir sürü şey söyler ve yapar. | Open Subtitles | يقول ويفعل الناس الكثير من الأشياء عندما يكونون غاضبين. |
| İkimiz de ona inanmadık ama insanlar sarhoşken tuhaf şeyler yapar. | Open Subtitles | لم يصدقها أي منا يؤدي الناس الكثير من الأشياء الغريبة عندما يكونون تحت تأثير الشراب |
| İnsanlar kısa süre içinde birbirlerini iyice tanıyabilirler. | Open Subtitles | قد يعرف الناس الكثير عن بعضهم خلال فترة قصيرة |
| Niçin bazıları çok içki içer bazıları da günde beş vakit sigara içer? | Open Subtitles | لماذا يشرب بعض الناس الكثير و البعض يدخن 50 سيجارة فى اليوم |