| Eğer pencere ihtiyacımıza göre ısıyı içeri alabilse ya da ısı içeri hiç gelmeden dışarda tutulabilse, çok iyi olmaz mıydı? | TED | ألن يكون من الرائع لو أن النافذة بإمكانها إعادة رد الحرارة إلى الغرفة إن احتجنا إليها أو إبعادها قبل أن تأتي؟ | 
| Genç bir hanımı arıyorum, sanırım tek başına pencere kenarında oturuyor. | Open Subtitles | أنا ابحث عن سيدة شابة. اعتقد انها لتجلس بمفردها عند النافذة | 
| Bu şeylerin oluş biçimi garip değil mi? pencereyi nasıl kırdınız, Tommy? | Open Subtitles | اليس غريبا سير الأحداث هنا ؟ كيف كسرت النافذة يا تومى ؟ | 
| Ayrıca camdan dışarı bakarken de gözlüğünü takmadığını tahmin ediyorum. | Open Subtitles | أخمن أيضاً أنها لم تكن تضعهم عندما نظرت من النافذة. | 
| Bazen binanın ilk katında bulunurken, size biri camı açıp çay ikram ediyor. | TED | أحيانًا تكون في الطابق الأول من البناية، فيفتح أحد النافذة ليقدم لك الشاي. | 
| Gece boyunca çocuklar uyuyabilirler, ev gözel görünür, onları pencereye asarsanız. | TED | يمكن للأطفال النوع طوال الليل، ويبدو المنزل جميلاً، وتعلقهم على النافذة. | 
| 35 yaşında arka koltuk yolcusu. Alın-arka cam savaşını cam kazanmış. | Open Subtitles | راكب مقعد خلفي في الخامسة والثلاثين الجبين ضد النافذة، وربحت النافذة | 
| Ve birden, her şey berraklaştı önümde, yağmur yağarken sildiğim pencere gibi. | Open Subtitles | وفجأة أصبح كل شيء واضحاً، مثل وضوح النافذة من الخارج بسبب المطر | 
| Atmosferin içinde pencere açmanın neye yol açacağını kestirmek mümkün değil. | Open Subtitles | ليس لدينا فكرة ماذا سيحدث إذا فتحنا النافذة في الغلاف الجوي | 
| Çok fazla pencere var. Binanın etrafı tamamen camla kaplı. | Open Subtitles | كما أن هناك العديد من النافذة ، 360 درجة التعرض. | 
| Yani biri pencereyi kırınca sanki benim silip parlattığım penceremi kırıyormuşlar gibiydi. | Open Subtitles | لذا عندما شخص يحطم النافذة انهم يحطمون النافذة التي مسحتها الاف المرات | 
| pencereyi 10 kez filen kontrol ettim ama yay filen bulamadım. | Open Subtitles | لقد فتشت هذه النافذة عشرات المرات ولم أجد بها زنبرك أبداً. | 
| Ama gece benim için bir pencereyi açık bırakacağını biliyordum. | Open Subtitles | لكنني أعرف أنها تترك تلك النافذة مفتوحة بالليل فقط لأجلي | 
| Bu yüzden tekrar camdan atla çünkü aslında seni görmedim, ben körüm! | Open Subtitles | لذلك سوف تقفذ من النافذة لاننى لم ارك فى الحقيقة فأنا اعمى | 
| Örneğin, baskıcı bir babayı öldürmek fikri normalde çok korkutucu olacakken bunun yerine rüyamızda patronumuzu camdan attığımızı görürüz. | Open Subtitles | فمثلاً، عوضاً عَن قَتل أبٍ متسلِّط الأمر الذي سيكونُ من المروِّع التعامُل معهُ نحلمُ أننا نُلقي مُديرنا من النافذة | 
| Sekreterini kovmuştu ve bütün eşyalarını camdan atmıştı, anahtarlarını bile. | Open Subtitles | طرد سكرتيرة ورمى أشيائها من النافذة ومن ضمن الأشياء مفتاحها | 
| O yüzden yukarı çıkıp kimse eve gelmeden camı değiştirdim. | Open Subtitles | لذلك صعدت لاستبدال النافذة قبل أن يعود أي شخص للمنزل | 
| camı kırarsak, zaman penceresi de kırılır. Asla geri dönemezler. | Open Subtitles | لا، لو حطمنا الزجاج فستتحطم النافذة الزمنية، ونفقد طريق العودة | 
| Evet, onu evin ön tarafına taşımış... ve pencereye dayamış. | Open Subtitles | نعم, لقد حمله الي مدخل المنزل الامامي وثبته بإتجاه النافذة | 
| cam kenarından kayıp, 10 kat aşağı düştüğünü duymak ister miydin? | Open Subtitles | هل أردتَ ان تسمعين بانه سَقطَ مِنْ خلال النافذة عشَر طوابقِ؟ | 
| Böylece seni buraya kadar takip ettim, ve seni pencerede... | Open Subtitles | وسعيت وراءك إلى هُنا و رأيتك من النافذة مع امرأة، | 
| Sonra kulaklarını cama dayamış ama yine bir şey duyamamış. | Open Subtitles | ثم ثبت اذنيه على زجاج النافذة ولم يسمع شئ ايضاً | 
| Ama dışarıda bulunan parçalar camın dışarıdan kırıldığını doğrular şekilde dağılmamıştı. | Open Subtitles | الزجاج الذى بالخارج لا يتفق مع كسر النافذة بالقوة من الخارج | 
| Abim ve ben salon penceresinden dışarıya bakıyorduk Ve 2 askerin evimizin önünde yürüdüğünü gördük. | TED | كنت وأخي في غرفة المعيشة ننظر من النافذة الأمامية، ورأينا جنديين يمشيان في الطريق إلى منزلنا. | 
| Geceleri pencereleri kaparsanız iyi olur, çok soğuk olabiliyor. | Open Subtitles | من الأفضل أن تغلق النافذة ليلاً ، قد يبرد الجو للغاية | 
| camda kan yoktu, bu da soyguncunun pencereden girerken kendini kesmediği anlamına geliyor. | Open Subtitles | لا دمّ على الزجاج الذي يعني أن السارق لم يَجرح نفسه عبر النافذة | 
| pencereden onu gördüm ve hareket etmediği için kapının camını kırdım. | Open Subtitles | شاهدته عبر النافذة فقمت بتحطيم الأبواب الزجاجية لأنه لم يكن يتحرك | 
| Sorun şu ki, sigara içemediğinizde eğer tek başına pencereden dışarıyı seyrediyorsanız asosyal, arkadaşı olmayan bir ahmak oluyorsunuz. | TED | المشكلة هي عندما لا تستطيع التدخين. إن وقفت وحدقت خارج النافذة بمفردك فإنك أبله غير اجتماعي لا أصدقاء له. |