| Anladığım kadarıyla şu sözde "Kehanet" çok ilginçmiş. | Open Subtitles | افهم هذا ما يسمى النبوءه فهى مثيره للاهتمام |
| Kehanet salonlarında ne yazdığını bilen biri. | Open Subtitles | واحده ممن يعرفون ما قد كتب :علي تلال النبوءه |
| Hayattasın çünkü Kehanet böyle diyor. | Open Subtitles | حياتك آمنه لأن النبوءه تقتضيها أن تكون كذلك |
| Ve seni tanıyan biri kehaneti de biliyor. | Open Subtitles | و بما أنه يعرف من أنت فانه بالقطع يعرف النبوءه |
| Kralımın Kehanete bağlılığına katılmıyorum ama krallığın onuru için yemin ettim. | Open Subtitles | أنا لا أصدق النبوءه مثل الملك لكني أقسمت بالولاء للتاج |
| Kehanetin gerektirdiği gibi buraya getirildin. | Open Subtitles | من خطر خارجي لقد جئنا بك إلى هنا كما قررت النبوءه |
| Benden kaçabilirsiniz ama, kehanetten kaçamazsınız. | Open Subtitles | .أوه، يمكنك ان تهرب مني، لكنك لا تستطيع الهروب من النبوءه |
| Görsel ikizlerin mıknatıs gibi birbirlerine çekileceklerini söylediğinde Kehanet bunu mu kast ediyordu? | Open Subtitles | أهذا ما قصدته النبوءه بأنّ الأقران ينجذبون لبعضهم كالمغناطيس؟ |
| Arkadaşın olarak izin ver sana bariz olanı söyleyeyim. Kehanet beraber olmanızın kaderinizde yazılı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | بصفتي صديق، دعيني أوضّح أنّ النبوءه تقرّ بأنّكما مُقدّران لبعضكما. |
| Kehanet o laneti kaldırabileceğimizi belirtiyor. | Open Subtitles | تفيد النبوءه بأنّنا قادرون على كسر تلك اللّعنة. |
| "Ve melek adasında ortaya çıkacak." Kehanet bunu söylüyor. | Open Subtitles | "و سوف يأتى فصاعدا من جزيرة الأنجل هذا ما ذكرته النبوءه |
| Sana bahsettiğim şu kitap var ya. Kehanet? | Open Subtitles | هذا الكتاب الذى اخبرتك عنه النبوءه |
| Kehanet sonunda gerçekleşti. | Open Subtitles | ... انها روح النبوءه .قد أكملت دورتها ... |
| Kehanet sonunda gerçekleşti. | Open Subtitles | ... انها روح النبوءه .قد أكملت دورتها ... |
| İsa'yı Kehanet yerini bulsun diye çivilediler. | Open Subtitles | الذي علقوه بالمسيح لتحقيق النبوءه |
| Kehanet Darken Rahl'ı sadece onun yenebileceğini söylediği için Arayıcı'ya yardım etmeliydim. | Open Subtitles | لذلك يجب ان اساعد الباحث، لان النبوءه تقول انه الوحيد "القادر علي هزيمه "داركن رال |
| Bahsettiği kitabı görmek isterim, kehaneti okumak. | Open Subtitles | انا احب ان ارى هذا الكتاب الذى يتحدث عنه اقرء هذه النبوءه |
| Bu kehaneti öğrendikten sonra bile sayısız kadınla birlikte olmaya devam etti. | Open Subtitles | وحتي بعد علمه بهذه النبوءه استمر في اخذ النساء بلا حصر. |
| Şimdi git. Yolculuğunu tamamla ve kehaneti gerçekleştir. | Open Subtitles | إهرب الآن , أكمل الرحله و حقق النبوءه |
| Darken Rahl, Kehanete körü körüne inandığı için beni öldürmeye çalıştı. | Open Subtitles | "داركن رال" حاول قتلي بسبب اعتقاده الاعمي في النبوءه. |
| Kehanete göre mutlu ölecekmişim! | Open Subtitles | تقول النبوءه انني سأموت سعيدا |
| Kehanetin bittiği zaman geldiğinde Freya bir tedavi bulabilir, o zaman beni uyandır benim için büyük bir parti ver. | Open Subtitles | وحين ينتهي العام الذي تدور حوله النبوءه اجعل (فريا) تبتكر علاجًا لي، ثم أيقظوني وأقيموا لي حفلًا جهنميًّا. |
| Herkesin devamlı kehanetten alın yazısından, kaderden bahsetmesinden bıktım. | Open Subtitles | سأمت ثرثرة الجميع عن النبوءه و عن القدر و المصير |