| Gün ışığıyla bezenmiş bir sabahtaki çiy tanesi kadar iyiyim. | Open Subtitles | أنا بخير كقطرات الندى في صباح ساطع بآشعة الشمس المُشرقة |
| Yıldızların arasında gezerken, çiy ve kırağı serptik. | Open Subtitles | السفر من خلال النجوم عبر السماء ينثر الندى و الصقيع |
| Temel olarak bugünkü sıcaklık, çiy noktası ve rüzgâr hızı tahminleri var. | Open Subtitles | أساساً، توقعّات حالة طقس اليومِ، إشارة إلى درجةِ الحرارة، سرعة الريحَ ونقطة الندى. |
| Ruh Gözyaşı Buz Yığını Dünya Ağacı çiğ Tanesi Yıldıztozu Kumu Antik Meyve | Open Subtitles | دمعة الروح قطعة جليدية قطر الندى لشجرة العالم رمل الغبار النجميّ الفاكهة القديمة |
| - Çimler yeni kesilmişti ve yapışmaları gerekirdi çünkü gece çiğ de olur. | Open Subtitles | كانت مقصوصة حديثاَ وكان الوقت ليلاَ وهناك الندى |
| Bir yere sıcak tost koyduğun zaman küçük nem damlaları bırakır. | Open Subtitles | عندما تضع الخبز على أي سحطح يترك قطرات صغيره من الندى |
| Ben bir çiy damlacığıyım ve bitkilerin büyümesine yardımcı oluyorum. | Open Subtitles | أنا قطرة من الندى و أساعد النباتات في النمو |
| Sonra çiy düştü ve saat ikiyi vurdu. | Open Subtitles | ثّم هطَلَ الندى و بعد ذلك دقت الساعة الثانية |
| Ottaki çiy gibi seni büyütüyor. | Open Subtitles | إنه يغذيكِ، أشبه بقطرات الندى على العشب. |
| çiy, yoğunlaşmanın buharlaşma üzerinde anlık bir zaferidir. | Open Subtitles | قطرة الندى تمثل الإنتصار الذي حققه التكثيف على التبخر |
| Bu bir tek hücreli terliksi hayvandır çiy damlasında dolanan yetenekli avcılardan yalnızca bir tanesi. | Open Subtitles | هذا البراميسيوم ذو الخلية الواحدة هو واحد من العديد من الصيادين والمحاربين الماهرين الذي يجوبون قطرة الندى |
| Eğer bu çiy damlasının sonuna ulaşmak istiyorsak devam etsek iyi olur. | Open Subtitles | إن كنا ننوي أن نكمل رحلتنا في قطرة الندى هذه علينا أن نسرع |
| Tanrıların gece bitkilere çiğ taneleri koyduklarını bilirlerdi. | Open Subtitles | كانا يعرفان أن الرب يضع قطرات الندى على النبات ليلاً |
| Ama burada, gündüzleyin bir çiğ tanesinin oluşumunu izliyorlardı. | Open Subtitles | لكن هنا أمكنتهما رؤية قطرة الندى تتكون في النهار |
| Sanırım ılık çimenlerin üzerine çiğ düşerse, bu topu yavaşlatır. | Open Subtitles | ظنــي أن ذلك سيكوّن طبقة من الندى على العشب الدافئ الأمـر الذي سيبطئ كرتك |
| çiğ toplayıp, yoğunlaştırmak için plastik bir tabaka kurabilirsin. | Open Subtitles | تستطيع ان تنصب ستائر بلاستيكيه لتجميع الندى المتكاثف |
| Gece uzaklaşırken dallardaki çiğ taneleri düşmeye hazırlanıyorlar. | Open Subtitles | مع انتهاء الليل يتجهز الندى في الأفنان للسقوط |
| Sonbahar ilerledikçe havadaki nem donuyor ve kırağı yaprakları süslüyor. | Open Subtitles | بينما يتقدم فصل الخريف، يتجمد الندى في الهواء ويُزيّن الصقيع أوراق الشجر |
| Fermuar! Sıfır, nada! | Open Subtitles | الرمز البريدي، اللاشيء و الندى |
| Çünkü ben çiği seviyorum. | Open Subtitles | لأنى أحب ... الندى |
| Kınında kalsın parlak kılıçlarınız yoksa paslanırlar Çiyden. | Open Subtitles | . اغمدوا سيوفكم اللامعة . لان الندى سينزل عليها الصدأ |
| Öyle derler, ben inanırım da buna az çok ama bakın, şafak, alaca etekleriyle yürüyor doğu sırtlarının çiyleri üstünde. | Open Subtitles | سمعت هذا ايضا واصدق بعض التصديق لكن انظر منظر الفجر بكساءه الاحمر وهو يطل من فوق الندى المتساقط على ذلك التل الشرقي المرتفع |
| Orası üstünde hâlâ çiyin durduğu bir dünyaydı. | Open Subtitles | لقد كان العالم لا يزال الندى علىه |