| Toplantıda icra ediyoruz ve sen, o el ilanlarını asmıyorsun. | Open Subtitles | سنغني تلك الأغنية في الحفل و لن تعلقي تلك النشرات |
| Bayanlar, el ilanlarını dağıtmam gerekli. | Open Subtitles | سيداتي يجب أن أوزع بعض النشرات الإعلانية |
| Oraya giderken yolda bu ilanları da dağıtabilir misin acaba? | Open Subtitles | بينما أنتِ متجهة لهناك، هل يمكنك توزيع النشرات في طريقك؟ |
| Havadan atılan broşürler, köylülerimize yeni bir tür ideolojik küfün ülkemizi kasıp kavurmaya başladığını anlatıyor. | Open Subtitles | النشرات التى نسقطها جوا تخطر الفلاحين بالنوعيه الجديده من التعفن الإيديولوجى الذى بدء يتلف أراضينا |
| Muhtemelen bu broşürleri götüreceğiniz yerdedir. | Open Subtitles | في الأغلب بنفس المكان الذي يأخذ منه هذه النشرات |
| Doğru. Bin tane el ilanı dağıttılar. | Open Subtitles | هذا صحيح، لقد كانوا يوزعون ألاف النشرات. |
| Onun yerine satıcıya gidip biraz broşür alalım. | Open Subtitles | دعونا نبحث عن وكلاء التعاقدات ولنحصل على بعض النشرات |
| Yüzleriniz tüm haberlerde yer alıyor. | Open Subtitles | وجهاكما كان موجودًا في النشرات الإخبارية |
| Şu kostümle Times Meydanı'na çıkıp bir pasajın el ilanını dağıtıyorum. | Open Subtitles | أرتدي زي الروبورت في التايمز سكوير و أوزع النشرات على المارة |
| Şu el ilanlarını kasabaya dağıtır mısınız? | Open Subtitles | هل تمانعون توزيع هذه النشرات بكل أرجاء البلدة ؟ |
| Vakit kaybetmeden şu el ilanlarını dağıtalım arkadaşlar. | Open Subtitles | لا وقت نهدره يا رجال. سوف نوزع هذه النشرات. |
| Öğle yemeğinden önce el ilanlarını asmak istiyorum. | Open Subtitles | أود تعليق تلك النشرات قبل غداء الغد |
| Hayır, gazete reklamı, el ilanları, radyo reklamları. | Open Subtitles | لا، لا، هذا يعني إعلانات الصحف النشرات و البرامج الإذاعية |
| Mola odasına ilanları koyduğun için teşekkür etmek istedim. | Open Subtitles | اسمعي اردت فقط ان اشكرك لوضع النشرات الاعلانية في غرفة الاستراحة |
| İlanları asmam için yardımını isterdim ama sanırım birini görmek için buradasın. | Open Subtitles | كنت لأسألك أن تساعدنى في هذه النشرات ولكننى أظن أنك هنا لتري أحدهم. |
| Hemenardından yeşil broşürler dağıtıldı. | Open Subtitles | لم نقم بأي حملة أو شئ من ذلك القبيل وتمّ بعد ذلك توزيع النشرات الخضراء |
| Mumlarla, temizlik malzemelerini broşürler ve şarapla birlikte depoya koy. | Open Subtitles | الشموع ومواد التنظيف، سوف تضعينهم في خزانة التخزين. مع النشرات والنبيذ. |
| broşürleri buldum dostum. | Open Subtitles | لمَ لا تجلس ؟ لقد وجدتُ النشرات السياحية يا رجل |
| Bırakta şu broşürleri bastırayım işimi yapayım | Open Subtitles | واسمحوا لي أن أقوم بعملي. أنا طبعت هذه النشرات الإعلانية والقرف. |
| Konuş, tokalaş, el ilanı dağıt. | Open Subtitles | الحديث، والمصافحة بالأيدي وتوزيع النشرات الإعلانية |
| El ilanı dağıtmak için güzel bir zaman bence. | Open Subtitles | هذا قد يكون وقتاً مُناسبا لتسليم بعض النشرات الدعائية. |
| Sadece broşür dağıtıyor olman gerekirdi. Bu çok daha kolay olurdu . | Open Subtitles | ينبغي أن يكون توزيع النشرات الإعلانية, كان أسهل بكثير. |
| Benim tarafımdan değil yüzleriniz bütün haberlerde geçiyor. | Open Subtitles | ولولاي، كانت وجوهكما ستتصدّر النشرات الإخبارية |
| Bu kayıp ilanını aklını karıştırmasına sakın izin verme tamam mı? | Open Subtitles | ولا تدعي تلك النشرات أو أي شيء أخر تسيطر على تفكيرك, حسنآ؟ |
| James harika ilanlarından yapar ve ben de geçen seferki gibi çalmam. | Open Subtitles | جيمس يمكن أن تجعل واحدة له النشرات أكثر من رائع وأنا لن سرقتها مثلما فعلت في المرة السابقة. |