| Kaçırdığınız nokta şu ki Armstrong bir cezaevi değil ki. | Open Subtitles | هذه هي النقطه التي تغيبت عنهم ارمسترونج ليست سجناً مقفل |
| Hatta aynı kör nokta yüz tanıma teknolojisinde farklı insanların yüzlerini ne kadar iyi tanıdığımız konusunda bugün de devam etmektedir. | TED | و نفس النقطه العمياء استمرت لليوم كيف ندرك جيدا وجوه الناس المختلفة في تكنولوجيا نظام التعرف على الوجه |
| Mesele şu ki fazla zamanımız yok! | Open Subtitles | النقطه هى اننا ليس لدينا الكثير من الوقت |
| Asla evlenemeyeceğim bir noktaya geldim. | Open Subtitles | الحقيقه, أظن أننى وصلت إلى تلك النقطه النقطه التى تعرفين فيها أنك لن تتزوجى أبد |
| Ve eğer kendini suçlu hissedersen asıl noktayı unutma. | Open Subtitles | أوه, واذابدأتتحس بالذنب, تذكر ان النقطه الرئيسية. |
| - Peoples, bu noktadan sonra-- - Küçük kardeşime bak! | Open Subtitles | بيبولز الى هذه النقطه انظر الي اخي الصغير |
| Amaç bu zaten. Onu bir güzel halledecek bir erkeğin ona yaklaşmasına izin vermez. | Open Subtitles | هذه هى النقطه, هى لا تترك رجلا يقترب منها كفايه ليفعل ذلك |
| Bu noktada Önemli olan Konu başka bir çocuğun felaket olacağı. | Open Subtitles | النقطه هى.. فى هذا الوقت فان طفل آخر سيسبب كارثه |
| Daha önemlisi, bu noktada başka bir çocuk felaket getirir. | Open Subtitles | النقطه هى.. فى هذا الوقت فان طفل آخر سيسبب كارثه |
| İkinci nokta mekanikler, pistonlar Ve karbüratörün çalışması. | Open Subtitles | و النقطه الثانيه هي الميكانيكا و عمل المكابس وو ظيفه الكاربتدير |
| İkinci nokta mekanikler, pistonlar Ve karbüratörün çalışması. | Open Subtitles | و النقطه الثانيه هي الميكانيكا و عمل المكابس وو ظيفه الكاربتدير |
| Sırtındaki siyah nokta da terledi mi? | Open Subtitles | أتعرقتى فى هذه تلك النقطه المنحنيه فى ظهركِ؟ |
| Ve en önemlisi, üçüncü nokta ise artık Japonlar bizim tüm besin ihtiyaçlarımızı karşılayan sentetik kanı tamamladılar. | Open Subtitles | والأهم من ذلك هي النقطه الثالثه والآن بما أن اليابانيين أتقنوا دم صناعي.. الذي يلبي جميع حاجاتنا الغذائيه |
| Esas Mesele, babanla benim aram gitgide açıldı, Jesse. | Open Subtitles | النقطه المهمه هنا .. أننا .أنا وأباك لم نعد متقاربين يا جيسي |
| Hayır olmaz. Tüm sürücüler aynı değil,Mesele de bu! | Open Subtitles | لا ,لا انا لم اشاهد التلفاز من اجل هذه النقطه |
| Neyse, asıl Mesele şu an müdür sensin ve bir yere gideceğin yok, seni bir yere gitmeye zorladığım da yok. | Open Subtitles | على ايه حال , النقطه فيها جدال لاننك انت مدير الحدائق الان ولن تذهب الى اي مكان |
| Ama bu noktaya gelmek için de kendimi kımıldatamıyorum. | Open Subtitles | لكن لايمكن ان تقولي انه بسبب ذلك لا استطيع التحكم بنفسي لتغييرها الى ماوراء تلك النقطه |
| Şu noktaya bak ve kâğıdı yavaşça kendine yaklaştır. | Open Subtitles | انظر الى هذه النقطه وحرك الورقه ببطء بأتجاهك |
| Tamam, noktayı takip ediyorum. | Open Subtitles | حسنا ؟ أنا النقطه القادمه , والنقطه القادمه |
| Şu noktadan itibaren mürettebatın hayatta kalması kesin değil. | Open Subtitles | موضوع نجاة الطاقم غير مطروح للسؤال في هذه النقطه |
| Pekâlâ, minimum 10 dakika ücreti alıyoruz, dolayısıyla Amaç, müşteriyi mümkün olduğunca hatta tutabilmek. | Open Subtitles | حسنا, نحن نحاسب 10 دقائق كحد ادنى, لذلك النقطه هي فقط الحفاظ على الرجال على المكالمه لاطول فتره ممكنه, |
| Önemli olan onun kaçmasına izin vermek, böylece bizi Madam M'e götürecek. | Open Subtitles | النقطه هى تركها تهرب فتأخذنا الى السيده ، إم |
| Bu noktada tarihten de kaybolmuş gibi görünüyordu, ben bunu bulana dek. | Open Subtitles | عند هذه النقطه يبدو انه اختفى من التاريخ الى ان وجدت هذه |
| - Size inansam bile bizim iyi niyetimiz şu noktada Konu dışı. | Open Subtitles | نوايانا الحسنه خارج النافذه في هذه النقطه أنتم سجنائنا , خذوهم بعيداً |
| Ama asıl problem şu yalancıları nasıl ayırt edeceğiz? | Open Subtitles | عن طريق إستمرار التأثير فى مدى التعويذه لكن هذه هى النقطه لكن ها هو الحبل كيف يمكننا الإنسجام مع الكاذبين ؟ |
| Buradan itibaren Dünya'yla olan göz temasımız kesiliyor. | Open Subtitles | وبعد هذه النقطه سنفقد حتى الإتصال البصري بالأرض |