| Şu anda sular o kadar sığ ki buz rengi Martılar yüzeyin hemen altındaki canlı balıkları kapabiliyorlar. | Open Subtitles | المياه هنا ضحلة لدرجة أن النوارس الرمادية الأجنحة تلتقط أسماك الرنجة الحية مباشرة من أسفل صفحة الماء |
| Martılar yüzen alglerin üzerinde dinleniyorlar ve ay balıkları doğru işaretleri gönderirlerse Martılar bunu gözden geçirecekler. | Open Subtitles | ترتاح النوارس عائمة فوق عشب البحر فإذا أرسلت سمكة الشمس الإشارة الصحيحة، تقوم النوارس بالتحقق من الأمر. |
| İnsansız bir dünyanın neticesi olarak, doymak bilmez bu aç Martılar acilen yeni yiyecekler aramaya başlayacaklardır. | Open Subtitles | نتيجة فورية لعالم بدون بَشَر سيكون هناك بعض النوارس الجائعة جداً والتى ستكون نهمه جداً وتبحث عن أشياء أخرى للأكل. |
| Bir şey daha var. Gene terasta martıları mı yemledin? | Open Subtitles | وشيء أخر هل كنت على الشرفه تطعم النوارس مره أخرى |
| Martıların gelişmiş olmaları yanıltıcıdır. | Open Subtitles | النوارس أيضاً سيزدهر. لكنّه كان طائر خائن. |
| Ve yol üstünde Martı sürüsüne çarptım. | Open Subtitles | وفي الطريق، حصلتُ على ضربة من قطيع النوارس. |
| Terasıma pisleyen Martılar biliyor. | Open Subtitles | النوارس التي تقضي حاجتها في الخارج على الكراسي تعرف أيضاً. |
| Martılar o nedenle her yaz yavrularını büyütmek için buraya gelir. | Open Subtitles | وبالتالي فإن النوارس تأتي هنا كل صيف لتربية أسرهم. |
| Yerle yeksan olmuş, etrafta Martılar dolanıyordu. | Open Subtitles | كل شيء مهدم. فقط طيور النوارس توجد حوله. |
| - Martılar yalnızca et varsa gelir. | Open Subtitles | لا تأتي النوارس سوى إن كان هناك لحم لماذا؟ |
| Denizin sessiz tarafında Martılar bağrışıyordu. | Open Subtitles | النوارس التي صرخت فوق البحر، حلقت صامته فوق الأرض . |
| Başlangıçtaki ölümlerin ardından, hayatta kalan Martılar, insan yapımı ziyafetleri unutup balık yönünden bereketli okyanusların tadını çıkarmaya başlayacaklardır. | Open Subtitles | بعد الموت الأوّلي، النوارس الباقية ستستفيد من المحيطات المتعافيه، حيث وفرة الأسماك ستمحو أيّ ذكري للغذاء المجّاني الذي كانوا يستمعوا به. |
| Şafakla birlikte yemek arayan Martılar geldi. | Open Subtitles | مع الفجر، أتت النوارس تبحث عن الفطور |
| Martılar tam da evde gibi hissediyor. | Open Subtitles | تلمس النوارس أجواء الوطن تماماً |
| -Bak, martıları yemlemeye başlarsak bir daha onlardan kurtulamayız. | Open Subtitles | نحن لا نطعم النوارس لأننا لن نستطيع التخلص منها |
| Lütfen yine martıları yemleyeceğini söyleme bana, olur mu? | Open Subtitles | أرجوك لا تقل لي انك عدت لاطعام النوارس مجددا |
| Sonrasında güneye doğru martıları geride bırakarak tekrar yola çıkarlar. | Open Subtitles | وبعدها يُقلعون مُجدداً، قاصدين الجنوب. تاركين النوارس خلفهم. |
| Martıların pır pır edişi ve bir birleriyle kendi dillerinde... | Open Subtitles | أزيز النوارس و هي تخاطب بعضها، بلغة الطير خاصّتها. |
| Martıların işini de kolaylaştırıyorlar. | Open Subtitles | لكنهم يدفعون الرّنكة في نطاق النوارس |
| Olanak sunmamasına rağmen sürüyle Martı buraya gelir. | Open Subtitles | على الرغم من افتقارها إلى وسائل الراحة, اسراب النوارس هنا بالآلاف. |
| Şu martılara bak. | Open Subtitles | أنظر إلى كل هذه النوارس |
| Flock of Seagulls(Martı sürüsü)'ı kesin yenerim. | Open Subtitles | لا مشكلة، أستطيع هزيمة "قطيع النوارس" |