| Tüm niyet ve amaçların için onu senden daha çok düşünüyoruz. | Open Subtitles | وبالنسبه لجميع النوايا والمقاصد نحن أكثر تصميما منك على الحفاظ عليه |
| Bütün bir iyi niyet ve amaçla, onlar yeniden canlanmış cesetler. | Open Subtitles | ، لجميع النوايا والمقاصد . أنهم ما يزالون جثث أعيد تحريكها |
| Açıkçası niyetler tek başına değildir. İşte burada, bu tarz uygulamalardan bir örnek daha. | TED | وبوضوح، فإن النوايا ليست هي الشيء الوحيد هنا، إذا، هنا مثال آخر لأحد هذه التطبيقات. |
| Ve bu olduğunda en iyi niyetli cümleler bile yanlış anlaşılabilir. | Open Subtitles | و عندما يحدث ذلك, فأن افضل النوايا يُمكن أن يُساء فهمها |
| İyi niyetin göstergesi olarak, şu ailelerden rehine talep ediyor. | Open Subtitles | يطلب رهائن من العوائل التالية كرسائل تعبير عن حسن النوايا |
| Oysa algoritmalar hatalı kurulabilir ve kötü niyetle oluşturulmasalar da yıkıcı sonuçları olabilir. | TED | ولكن يمكنُ للخوارزميات أن تفشل وتسبّبَ آثارًا مدمّرة بشدّة حتى رغم النوايا حسنة. |
| Bu çalışmaya sebep olan niyeti artık tam olarak biliyorsunuz. | TED | أنت الآن تعرف النوايا الحقيقية التي أدت إلى إنشاء هذا العمل. |
| Soruyu sorarken söylenen sözler de önemli, ama sorunun ardındaki niyet, anlayışınızı ve sonunda cevabınızı belirler. | TED | الكلمات التي استخدموها لطرح السؤال مهمة، لكن النوايا وراء السؤال تتحكم في فهمك وفي النهاية ردك. |
| İnançtaki Renk, tam anlamıyla sarıyla iyi niyet gösterenlere vurgu yapıyor. | TED | يمثل لون الإيمان حرفيًا تسليطًا للضوء على أصحاب النوايا الحسنة باللون الأصفر. |
| Şu şekilde söylüyor: Sürdürülen iyi niyet ile arkadaşlık yaratılır. | TED | ويقول ما يلي: تحدثُ النوايا الحسنة المتواصلة الصداقة. |
| Bay Chambers, birazcık iyi niyet gösteremez misiniz? | Open Subtitles | سيدى, الا يمكنك ان تفترض النوايا الحسنة ولو قليلا ؟ |
| Beni hasta eden şeytani niyetler değil. Jadoo toona. | Open Subtitles | النوايا الشريرة ليست هي ما يصيبني بالغثيان. أحد هؤلاء الفتيات تبزغ |
| Bazıları kötü niyetler ile karşımızdaydı. | Open Subtitles | البعض منهم وجهوا بحزم ضدّنا بأسوأ النوايا |
| Doğalarında var, DNAlarında bu kodlu. işleri bu -- iyi, iyi niyetli şirketler bile böyleler. | TED | انه في طبيعتها , إنه في حمضها النووي , هذا ما يفعلونه حتى الجيدة , الشركات ذات النوايا الحسنة. |
| Gerçekte, sadece iyi niyetli olarak sürece müdahale ediyordum. | TED | كنت في الواقع أتدخل في العملية بالكثير من النوايا الحسنة. |
| Bir sohbette niyetin nasıl işlediğini görmek için, Carroll bir kişinin sigara tutarken kibrit istemesini düşünmekten bahsetti. | TED | لفهم كيفية عمل النوايا في المحادثة، دعانا كارول أن نتصور أشخاصًا يحملون سيجارة ويطلبون عود ثقاب |
| Bu kabul edilmeli ve en iyi niyetle bile olsa bir yana atılmamalı | TED | هذا الشيء يجب أن يُعترف به ولا يُهمّش، حتى مع النوايا الجيدة. |
| Evet, ama bu adamların niyeti iyi değil. | Open Subtitles | نعم، ولكن هؤلاء ليسوا رجال من ذوي النوايا الحسنة. |
| Ve tüm amaç ve gayeleri ülkeden dışarı atmaktı, o yüzden evet. | Open Subtitles | كانو بسبب كل النوايا والأغراض مطاردين في هذه البلاد , اذن نعم |
| Tüm iyi niyetime rağmen belaya bulaşan bir oğlum var. | Open Subtitles | لديّ إبن، بالرغم أنّ النوايا حسنة. فهو يبحث عن المشاكل. |
| "İyi niyetten başka bir düşüncem yoktu." | Open Subtitles | لا أحمل شيء تجاهك سوا النوايا الطيبة |
| Gün gelecek kötü niyetini unutacaktır. | Open Subtitles | وسيأتي اليوم الذي سينسى فيه النوايا السيئة. |
| niyetleri kötülükten uzak olsa da, yöntemleri acımasızdı. | Open Subtitles | النوايا كانت صافية، لكن الأساليب كانت قاسية. |
| Ara sıra kafam karışıyor. Olayı bütünüyle anlatayım diye. İyi niyetimden yani. | Open Subtitles | سأتابع بين الوقت والآخر، لكن عامة في خدمة الشمول ودوماً بأفضل النوايا |
| En masum niyetlerin bile insanın bir tarafında patlayabilmesi çok komiktir. | Open Subtitles | كم هو مضحك حتى أن أفضل النوايا بإمكانها أن تحطم وجهك |
| Bir suçtan dolayı sorumlu olabilirim. Ama bu sadece iyi niyetlerle işlenmiş bir suçtu. | Open Subtitles | انا اعلم انه من الممكن ان اكون مذنبا بجريمة ولكنها تمت بـ اطهر النوايا |