| Tek sorun sindirim sisteminin bu söz konusu saçı sindirememesidir. | Open Subtitles | والمشكلة الوحيدة هي، القناة الهضمية غير قادرة على هضم الشعر، |
| sindirim sıvıları temelde hidroklorik asittir. | Open Subtitles | إن العصارات الهضمية هي في الأساس أحماض هيدروليكية |
| Kurbanın elini, köpekbalığının sindirim kanalında buldum. | Open Subtitles | نعم. لقد وجدت يدها في القناة الهضمية القرش. |
| Orada da çölyak hastalığına neden oldu ya da oluyordu eğer ki glutensiz diyet yapmaya başlamasaydın. | Open Subtitles | و انتقلت الى أحشائك حيث تسببت بمرض الاضطرابات الهضمية او لكانت فعلت ذلك لو لم تكن تتبع حمية خالية من الغلوتين |
| Anne sütü bebeğin bağırsak yolunda kolonileşen mikropları da besler. | TED | يعمل حليب الأم أيضًا على تغذية الميكروبات التي تعيش في القناة الهضمية للرضيع. |
| Bu sebeple bizler, bağırsak mikrobiyota gelişimlerini bozabilecek bu erken yaşam olaylarından sonra bebeklerin sağlıklarını korumayı öğrenmeliyiz. | TED | لذلك علينا أن نتعلم كيف نحمي صحة هؤلاء الأطفال بعد حدوث مثل هذه الأحداث المبكرة التي قد تشوش تطور ميكروبات قناتهم الهضمية. |
| sindirim bölgesindeki safra ve gazların karışımından oluşuyor. | Open Subtitles | ذلك سيكون تركيبة من العصارة الصفراء و الغازات من قناتهُ الهضمية |
| Ama hâlâ sindirim sistemindeki kanamayı açıklamamız gerekiyor. | Open Subtitles | ولكننا ما زلنا بحاجة لإيجاد تفسير للنزيف في قناته الهضمية |
| Gastroentroloji, tüm sindirim kanallarını kapsayan bir alandır. | Open Subtitles | إنّ الجهاز الهضمي هو دراسة للقناة الهضمية بأكملها. |
| Yediklerimiz sindirim yolundan çıkmasın. | Open Subtitles | كي تبقو الأشياء جارية في مجرى قناتكم الهضمية. |
| sindirim sistemlerinde beyin ve tırnaklarının altında bir şeyler bulmuştum. | Open Subtitles | وجدت أدمغة في مسالكهم الهضمية وشيئ تحت أظافرهم |
| Yine aynı sindirim sıvısından var. | Open Subtitles | هي أكثر من تلك المادّة الهضمية. |
| Uyuşturucular sindirim sistemine karışmış demektir. | Open Subtitles | فسوف يتسرب المسحوق إلى قناته الهضمية |
| Yalnız onunki, insanoğlunun yükselen okyanusun dibinde kalması ve bir vatozun sindirim borusundan geçmesiyle sonlanıyor. | Open Subtitles | لكنه ينتهي بالبشرية في قاع البحر بسبب زيادة منسوب المياه يمرون بين المسالك الهضمية لسمك اللادغ -نوع من انواع سمك القرش يعيش في القاع- |
| sindirim kanalı.. | Open Subtitles | القناة الهضمية... |
| Masaj terapistim tüm seans boyunca taşıyıcı annelikteki çölyak hastalığından bahsetti. | Open Subtitles | قضى بلدي التدليك المعالج الدورة بأكملها يتحدث عن كيفية بديل لها يعاني من مرض الاضطرابات الهضمية |
| Ayrıca çölyak hastalığı için midenizdeki glutenleri parçalayan yeni proteinler de tasarladık ve kanserle savaşmada bağışıklık sistemini stimüle edecek başka proteinler. | TED | كذلك صمّمنا بروتينات جديدة لتبديد الغلوتين في الأمعاء لمواجهة الاضطرابات الهضمية وبروتينات أخرى لتحفيز جهازك المناعي ضد السرطان |
| - Tanrım. Her neyse, orta bağırsak düğümlenmesi ameliyatı var, ona asistanlık edeceğim. | Open Subtitles | الهضمية القناة لإنفتال جراحة في سأساعده حال, أي على |
| Kabızlık, kramplar, hazımsızlık, karaciğer hastalıkları... böbrek hastalıkları, basur, bağırsak iltihabı. | Open Subtitles | الإمسـاك ، المغص الحـاد سوء الهضم ، مرض الكبد مرض الكلية ، البواسيـر إلتهـاب الأمعـاء الهضمية |