| Başarısız olmuş başka bir girişimci tanımıyordum ve kendimi Dünyadaki tek kaybeden sanıyordum. | TED | لم أعرف رائدين أعمال فاشلين آخرين, وأعتقدت بأنني كنت الخاسرة الوحيدة في العالم. |
| Birleşik Devletler, 13 yasındaki çocukları müebbet hapse mahkum eden Dünyadaki tek ülke. | TED | والولايات المتحدة هي الدولة الوحيدة في العالم التي تحكم على طفلٍ بعمر ١٣ سنة بالحكم المؤبد. |
| Aslında akbaba besin kaynağı olarak ölüme bağlı olan Dünyadaki tek hayvandır. | TED | في الحقيقة، النسور هي الحيوانات الوحيدة في العالم التي تعتمد على الموت كمصدر قوتها. |
| Birkaç yıl süresince Dünyadaki tek nükleer güç bizdik. | TED | وطوال أعوام قليلة، كنا القوة النووية الوحيدة في العالم. |
| O, dünyada tek. Kardinal tarafından kutsanmış. | Open Subtitles | الوحيدة في العالم التي بوركت من قبل الكاردينال |
| Deniz iguanası Dünyadaki tek deniz kertenkelesidir. | Open Subtitles | الإيغوانات البحرية سحالي البحر الوحيدة في العالم |
| Sanki Dünyadaki tek önemli kişi kendisiymiş gibi. | Open Subtitles | مثل أنها الوحيدة في العالم والوحبدة المهمة |
| Çatlağın tekiydi ama bir şekilde kendimi Dünyadaki tek kadın olarak hissetmemi sağlıyordu. | Open Subtitles | وقالت انها كانت موثرفوكر مجنون، ولكن بطريقة ما عرفت كيف تجعلك تشعر وكأنك الفتاة الوحيدة في العالم. |
| Dünyadaki tek kadın gibi hissetmek ister ve günün birinde, gerçek aşkı ve sadakati. | Open Subtitles | تريد أن تشعر أنها المرأة الوحيدة في العالم و بالتالي تحصل في يوم ما على حبه الحقيقي المتفاني |
| Bu Dünyadaki tek ailesiymiş gibi davranarak. | Open Subtitles | من خلال التظاهر بكونكِ عائلته الوحيدة في العالم |
| Bölge güvenliğinin altından uçabilen, Dünyadaki tek uçağı çaldılar. | Open Subtitles | هكذا سرقوا الطائرة الوحيدة في العالم التي يمكن أن تطير تحت حراسة أمنية 51 منطقة في. |
| Dünyadaki tek kadınmışsın gibi hissettiriyordu. | Open Subtitles | تجعلك تشعر كما لو كنت المرأة الوحيدة في العالم. |
| Playboy Dünyadaki tek dergi değil. | Open Subtitles | حسناً، بلاي بوي ليست المجلة الوحيدة في العالم. |
| Neyin ne olduğunu merak eden Dünyadaki tek ülke burası. | Open Subtitles | هذه هي الدولة الوحيدة في العالم التي العجائب فيها عجائب حقاً. |
| Çünkü Dünyadaki tek canavarlar Amerikalı'ları öldürenler değil mi? | Open Subtitles | لأنّ الوحوش الوحيدة في العالم هي التي تقتل الأمريكيين؟ |
| Bildiğim kadarıyla, 60 saniye içerisinde, 10 pozitif duyguyu yaşamanıza olanak sağlayan Dünyadaki tek oyun budur. | TED | إنّها اللّعبة الوحيدة في العالم التي أعرفها و توفّر لك، أي اللّاعب، فرصة الاحساس ب10 مشاعر إيجابية في أقلّ من 60 ثانية. |
| (Kahkahalar) Ciddi olmak gerekirse o gece farkettim ki A) Dünyadaki tek kaybeden ben değilmişim ve B) Hepimizin gizli başarısızlıkları varmış. | TED | (ضحك) أصبحت أكثر جدية، تلك الليلة أدركت أن.. أ : لم أكن الفاشلة الوحيدة في العالم, و ب: لدينا جميعا إخفاقات مخفية. |
| Benim için Dünyadaki tek kadın sensin, Tish. | Open Subtitles | انتِ المرأة الوحيدة في العالم لي يا تـش |
| O Dünyadaki tek kız mı? | Open Subtitles | هل هي الفتاة الوحيدة في العالم ؟ |
| Bu insanlar ağaç evlerde yaşayan Dünyadaki tek kabile ve bunu yapmalarının birçok sebebi var. | Open Subtitles | هذه هي القبائل الوحيدة في العالم التي تعيش في بيوت الشجر... ويقومون بذلك لعدة أسباب... |