| Aynı zamanda posta kodunun genetik kodumuzu da şekillendirdiğini öğreniyoruz. | TED | ونتعلم أيضًا أن الرمز البريدي يقوم فعليًا بتشكيل الرمز الوراثي |
| Fakat genetik modifikasyona karşı olan aktivistler altın pirince düşmanca karşı çıktı. | TED | لكن الأرز الذهبي تَلقى معارضة شديدة من قبل الناشطين المناهضين للتعديل الوراثي |
| genetik analiz için DNA'nı, bulaşıcı cinsel hastalık için de kan örneği veriyorsun. | Open Subtitles | وعليك أن تقدّم الحمض النووي للإختبار الوراثي ودمّ للفحص عن الأمراض المنتقلة جنسيًا |
| Beni çok şaşırtan ve oldukça ilginç bulduğum bir detay var: Köpekbalıklarının genetik çeşitliliği çok az. | TED | شيء اَخر اعتقد انه مُفاجئ جداً وغريب هو انخفاض التنوع الوراثي للاسماك القرش |
| İnsanlarla Neandertal arasındaki farklılık genetik kodun %0.004'ü kadar. | TED | الفرق بين الإنسان والإنسان البدائي هو 0,004 بالمائة من الترميز الوراثي. |
| Bu çalışma halk sağlığındaki arkadaşlarımın son günlerde sıkça söylediğini açıklar: Kişinin posta kodu genetik kodundan daha önemlidir. | TED | أوضحت تلك الدراسة ما يقوله أصدقائي في الصحة العامة هذه الأيام: أن رمز المنطقة البريدي أكثر أهمية من الرمز الوراثي |
| Geçtiğimiz yıllarda, dünya çapında milyonlarca insan genetik modifikasyonun zararlı olduğuna inanmaya başladı. | TED | في السنوات الأخيرة، ملايين من الناس حول العالم بدأوا يعتقدون أنا هناك شيئاً شريراً حول التعديل الوراثي. |
| Aslında genetik modifikasyon yeni değil. Hemen hemen yediğimiz her şeyin bir şekilde genetiği değiştirilmiş. | TED | الآن، التعديل الوراثي ليس شيئاً جديداً، عملياً كل شيء نأكله قد تم تعديله وراثياً بشكل من الأشكال. |
| Ta ki, 1990'larda bilim adamları direncin genetik kökenini ortaya çıkarana kadar. | TED | حتى سنة 1990، عندما اكتشف العلماء أخيراً الأساس الوراثي للمقاومة. |
| Ancak günümüzde, ticari kovanlarda dağıtılan milyonlarca kraliçe arı sadece birkaç orijinal kraliçeden üretiliyor. Bu da arıların patojenlere ve haşerelere karşı savunmasını zayıflatan genetik çeşitlilik eksikliğinden endişe duyulmasına sebep oluyor. | TED | لكن اليوم، ملايين ملكات النحل التي توزّع في الخلايا التجارية تولد من سلالة بعض الملكات الأصلية فقط، ما يثير القلق بخصوص قلة التنوع الوراثي والذي قد يضعف دفاع النحل ضد الأمراض والأوبئة. |
| Ayrıca, bu %1'den daha az olan genetik farklılığın, ırksal ayrım anlamına gelmediğini de ifade etmiştir. | TED | وكان من الممكن أن يضيف أن نسبة الأقل من واحد بالمائة من الاختلاف الوراثي لا علاقة لها بالعرق. |
| Ayrıca bence devletlerin genetik değişimine ilgi duymaya başlamaları çok da ihtimal dışı bir şey değil. | TED | وأعتقد أن لن يكون من غير المرجح أيضاً بدأ اهتمام الحكومات في مبادئ التعديل الوراثي. |
| genetik değişikliğin devletin baskı uygulayabileceği bir şey olabileceği uzak bir olasılık sayılmaz. | TED | لذا فلن يكون الأمر خارج نطاق المعقول على الإطلاق بأن تقوم الحكومات بفرض مبادئ التعديل الوراثي. |
| Diğeri ise HIV DNA'sını hücre genomuyla beraber kesmek için genetik kısımlara bakmak. | TED | ومنهج اخر يدعو لاستخدام أدواتنا الجينية لقطع المحتوى الوراثي الخاص بالفيروس من المحتوى الوراثي الخاص بالخلية تماما. |
| genetik kızıl saçlılar ile aynı yüzdelik oran. | TED | تلك هي نفس النسبة المئوية لذوي الشعر الأحمر الوراثي. |
| Çoğu vakada iki konak arasındaki genetik benzeşmezlikler çok fazladır. | TED | في معظم الحالات، يكون الاختلاف الوراثي بين العائلين الاثنين كبيراً جداً. |
| Verna Johnson'ın tırnaklarında bulunan kanın genetik tahlilinin sonuçları geldi. | Open Subtitles | عندي النتائج من الإختبار الوراثي الدمّ وجد تحت مسامير فيرنا جونسن. |
| Yani mikroRNA'lar, Gen ifadesini düzenleyen küçük moleküllerdir. | TED | الميكرو رنا هي جزيئات صغيرة مُنَظِّمة للتعبير الوراثي. |
| Yani, aslında genom size daha çok yatkınlık hakkında bilgi veriyor. | TED | فالجنيوم يخبركم فعلا الكثير عن التركيب الوراثي. |
| Üçlü sarmal, Genomik fosiller. | Open Subtitles | بخصوص الشيفرة الوراثية الثلاثية والمحتوى الوراثي الأحفوري |
| EEG'sinden nasıl genetiğe atlayabildin? | Open Subtitles | كيف قفزت للمرض الوراثي من رسم المخ؟ |
| kalıtsal anjioödem ya da babalık testi bir gün sürer. | Open Subtitles | فحص انتشار التورم الوراثي أو الأبوة يستغرق يوماً |
| Şimdi, birçok insan, mesele pirinç Genlerini, pirinç genleri ile değiştirmek olunca genetik modifikasyonu umursamıyor veya mesele rastgele mutagenes veya aşılama ile türleri karıştırmak olduğunda. | TED | الآن، كثير من الناس لا يمانعون التعديل الوراثي عندما يتعلق الأمر بتعديل مورثات الأرز مورثات الأرز في نباتات الأرز أو حتى عندما يتعلق الأمر بمزج أنواع معاً عن طريق التطعيم أو الطفرات العشوائية |