| Güvende olman için seni bir süre koruyucu gözaltına alacaklar. | Open Subtitles | سيقومون بإبقائك في الحماية الوقائية لفترة فقط لتكوني في أمان |
| Yoksa sizi içeri alıp çocuklarınızı koruyucu Hizmetler'e teslim etmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | والا سأكون مضطرًا ان القى القبض عليكِ وسيذهب ابنائكِ الى الخدمات الوقائية |
| Bizim düşündüğümüz ... ... sinyal işler yolunda değilse ... ... ve koruyucu kapasite açılmadıysa ... ... tehlike sinyali olarak hayvan tarafından kayıt edilir ... | TED | والذي نعتقد انه مًخزن في الحيوانات كإشارة للخطر إشارة على ان الامور ليست على ما يرام وذلك يستدعي طرح قدرتها الوقائية |
| Birleşik Devletler Dava Vekili yolda. Seni de tanık Koruma programına almak istiyor. | Open Subtitles | الوكيل العام للولايات المُتحدة بطريقه للوصل و يُريد أن يضعكَ تحت الحرّاسة الوقائية. |
| Sahip olmak yasak, çünkü Koruma altında. | Open Subtitles | غير مسموح دخولها المدينة بسبب أوضاعها الوقائية |
| Doktorlarımız birçok hastalığı tedavi edebiliyorlar ama Önleyici tıp da oldukça önemlidir. | Open Subtitles | أطباؤنا قادرون على علاج بعض الأمراض البشرية لكن الأدوية الوقائية مهمة أيضاً |
| Gretchen Boyd, Çocuk Esirgeme Kurumu'ndan. | Open Subtitles | - "جريتشين بويد" من خدمات الأطفل الوقائية |
| Kendileri toksin üretemeyince, bu dişiler o koruyucu kimyasalları almak için başka ateş böceklerinin kanını emme yoluna başvurur. | TED | ولعجزها عن انتاج السموم من أجسادها، تلجأ تلك الإناث إلى شرب دماء اليراعات الأخرى للحصول على المواد الكيميائية الوقائية. |
| Nosisepsiyon, zararlı veya potansiyel olarak zararlı uyarıcılara karşı sinir sisteminin, koruyucu karşı koyma tepkisinin bir kısmıdır. | TED | إدراك الألم هو جزء من الاستجابة الوقائية للجهاز العصبي ضد المنبهات المؤذية أو ظنّـيّـة الأذى. |
| Bu bir amblem yada bir çeşit koruyucu tılsım olabilir. | Open Subtitles | ربما تكون شعاراً أو نوع من التعويذة الوقائية |
| Kinetik soğurma tamamlandı. koruyucu enerji dönüşümü alanı oluşturuldu. | Open Subtitles | الإمتصاص الحركي مكتمل و مجال تحويل الطاقة الوقائية متوقف |
| Vurulan kişiyle ilgilenenlerin, koruyucu giymesini istiyorum. | Open Subtitles | اريد من الجميع ان يكونوا في المعدات الوقائية |
| Dikkat. Petrol sızıntısı! koruyucu elbise gerekli! | Open Subtitles | تحذير,هناك تسرب للنفط مطلوب ارتداء المعدات الوقائية |
| Eğer evrende bir koruyucu varsa tarihin değişmezliğini sağlayacaktır. | Open Subtitles | أنه كما لو ان الكون قد بني تحت الحماية الوقائية للحفاظ على تناسق تاريخه. |
| Zararsız kırmızı kral yılanı, işaretlerin taşıdığı koruyucu uyarılardan yararlanmak için zehirli doğu mercan yılanına benzer kırmızı, sarı ve siyah desenlerle evrilmiştir. | TED | تستخدم الأفعى القرمزية أنماط الألوان الأحمر والأصفر والأسود التي تشبه ثعبان المرجان الشرقيّ السام لتستفيد من التحذيرات الوقائية التي تعنيها هذه العلامات. |
| Betty'nin koruyucu giysileri var. Ve gücünü bunlardan alıyor. | Open Subtitles | أهرمات بيتي الوقائية كانت مصدر قوته |
| Çocuk Koruma Servisi. Bu kız yoksa taciz mağduru muydu? | Open Subtitles | خدمات الأطفال الوقائية هل كانت ضحية إعتداء ؟ |
| Merhaba, çocukları Koruma derneğinden geliyorum. | Open Subtitles | مرحبا انا من الخدمات الوقائية لخدمات الطفل |
| Esere karşı Koruma sağlayacak farklı materyaller deniyordum. | Open Subtitles | كنت أقوم بأختبار العديد من المواد الوقائية المختلفة ضد القطعة الأثرية هذه |
| Herhangi bir uçağa yüklenebilen bir Önleyici bakım sistemi geliştirdik. | TED | قمنا بتطوير نظام الصيانة الوقائية والتي يمكن تركيبها على أي طائرة. |
| Bu Önleyici psikofarmasötikler, antidepresan değiller. | TED | وهذه الأدوية النفسية الوقائية ليست مضادات اكتئاب. |
| Tabii, buna bağlı Önleyici faaliyetler de onları dirençli kılmak amacıyla gerçekten geniş bir insan grubu ve fikirle temastan söz ediyoruz. | TED | في التدابير الوقائية نتحدث عن مجموعات واسعة من الناس، والتعرض لأفكار لجعلهم مرنين. |
| - Çocuk Esirgeme Kurumu'nda. | Open Subtitles | بالخدمات الوقائية |