Kültürel kalıtımımız genelde dönüp Geriye bakmaya yatkındır, geçmişi romantikleştirerek. | TED | معظم ثراثنا الثقافي يميل للنظر الى الوراء يحن الى الماضي |
Geriye doğru entübe edebiliriz ama dört dakikaya kadar sürer. | Open Subtitles | تنبيب الى الوراء لكن ذلك ممكن أن ياخد 4 دقائق. |
Biz de Geriye dönüp bu metinlerin nerede bulunduğuna baktık. Onları ortaya çıkardığımız yer, İndus Vadisi'nden çok ama çok uzaktı. | TED | ذهبنا الى الوراء ونظرنا إلى حيث تم العثور على هذه النصوص على وجه الخصوص واتضح أن وجدت فيها بعيدة جدا من وادي السند. |
Bir adım Geri gidebilirim, belli bir kısma tekrar dönebilirim. | TED | أستطيع أن أخطو خطوة الى الوراء ، نحو قسم معين. |
ZAMAN ATLAMASI YAP 3 kare Geri git ve son turu tekrarla.... | Open Subtitles | جمود زمنى ، عد ثلاث خطوات الى الوراء و كرر دورك الاخير |
İlerlemeye çalışırken, geride kaldın. | Open Subtitles | أثناء محاولتك المضى قدماً ، سقطت الى الوراء. |
Savaşa bakma, Arkana bakma, sadece buradan uzaklaş. | Open Subtitles | لا تنظر الى المعركة و لا تنظر الى الوراء فقط ابتعد عن المعركة |
Ya da geçmişe bakabilir ve daha önce daha dik dağları fethetmiş olduğunuzu hatırlayabilirsiniz. | TED | او يمكنك ايضاً .. ان تعود بالزمن الى الوراء .. وتنظر الى الذي انجزته .. والى الجبال المنحدرة التي تسلقتها من قبل |
Geriye çekildik, ve ateşledik. ve oraya uçtular -- kontraplağı kağıtmış gibi delip geçtiler. | TED | ورجعنا الى الوراء ,, وتركنا الامور تاخذ مجراها وقد اخترقت الكرات الثلاث .. اللوح الخشبي كما لو انه ورقة |
Amerika'nın her yerinde, eğer Geriye bakarsak pek çok güzel şey oluyor. | TED | طوال أمريكا، إذا نظرت الى الوراء الآن، هناك الكثير من الأشياء المدهشة جارية حالياً. |
Bir adım Geriye gider ve bunu açarım. | TED | أستطيع أن أخطو خطوة الى الوراء ، والتوسع في هذا الشأن. |
Geriye doğru! Geriye doğru giderken hep Geri giderim! | Open Subtitles | الى الخلف ، دائما اتراجع الى الوراء عندما لاانوي قتل اي رجل |
Artık Geriye dönemediğin... ve baştan başlayamadığın o an çok korkunçtur. | Open Subtitles | انها لحظات مأساوية عندما لا يمكنكِ أن تعودي الى الوراء لكي تبدئي من جديد |
Dışarıda kendi yolunda gidiyor. İlerliyor, Geriye bakmıyor. | Open Subtitles | انه هناك فعل الشيء نفسه، تتحرك إلى الأمام، لا ننظر الى الوراء. |
Bu gece Claire Dunphy, saatlerimizi gösterişsiz zamanlara Geri alacağız. | Open Subtitles | ماذا؟ الليله، يا كلير دونفي نحن نعيد الزمن الى الوراء |
Şimdi zamanda Geri gidelim ve bu unutulmaz anı görelim. | TED | فهيا نطير بالزمن الى الوراء الى هذه اللحظة الفريدة. |
Bu çarpıcı bir ironi, bireyler olarak nasıl ileri gittiğimiz ve topluluklar olarak nasıl Geri gittiğimiz. | TED | إنها لمفارقة مدمرة، كيف يمكننا أن نسير إلى الأمام كأفراد، ونتراجع الى الوراء كمجتمعات. |
geride durmalısınız efendim. | Open Subtitles | سيدي، سيدي، سيدي، تحتاج إلى الوقوف الى الوراء هنا. |
O şeyi geride tut. | Open Subtitles | اه اه. عليك أن تبقي هذا الشيء الى الوراء. |
geride kalmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | مجرد محاولة للبقاء الى الوراء. |
Arkana bakacak ve oldukça mühim bir şeyin parçası olduğunu bileceksin. | Open Subtitles | سوف تنظر الى الوراء و تعلم بأنك كنت جزءاً من شيء مهم للغايه |
Bu filmi yaparken, yani geçmişe bakarken, bu bilyeleri buldum... çocukluğumun Şili'sinin masumiyeti. | Open Subtitles | أثناء صناعة هذا الفيلم و بالنظر الى الوراء فقد عثرت في هذه الرخامات على براءة تشيلي و طفولتي |