| Sadece doğum tarihi ve el yazısından tanışıklığım olan biri... | Open Subtitles | أعرفه فقط من بعض عينات كتاباته اليدوية في يوم ميلاده |
| el bombalarının da sorunu bu eğer yeterince uzağa atmazsan üzerine patlar. | Open Subtitles | هذه مُشكلة القنابل اليدوية عليك أن تقذفهم بعيدا عنك لكيلا ينفجروا عليك |
| Ondan, her gece kapıda bekçiler adamın el arabasını arıyor. | Open Subtitles | لذا عند البوابة في كل ليلة، يفتش الحراس عربته اليدوية |
| 14 yıl önce geleneklerde ve el işlerinde güzelliği aradım. | TED | منذ 14 عاماً كنت ابحث عن الجمال في الامور التراثية في الحرف اليدوية |
| İnsanlar iyi çöreğin ya elle yapılan, yada mayasından ötürü olacağını düşünüyor. | Open Subtitles | الناس يعتقدون أن السر في صنع الدونات هو الطريقة اليدوية أو العجينة. |
| Ve sanırım, orası sanatçı olarak büyümek için... ...harika bir yerdi, çünkü el becerileri harika olan, acayip, renkli karakterler arasında büyüdüm. | TED | وأظنها كانت بيئة مناسبة لنمو فنان فقد كبرت وسط شخصيات غنية بالحياة تميزوا بمهاراتهم اليدوية |
| el işi ürünler satmıyordu ve yaptığımız finansal plan hiç gerçekçi değildi. | TED | والمنتجات اليدوية لم تباع، والخطة المالية التي قمنا بتحضيرها كانت غير واقعية ابدا. |
| Bu bitkinin el işlerinde kullanımıydı. | TED | كان استخدام هذه النبتة في الحرف اليدوية |
| Şahsen, el işlerini severim. Özellikle bir hikayeyle örülmüş olanları. | TED | أنا شخصياً أحب الأعمال اليدوية، لا سيّما تلك الأعمال اليدوية التي تُنسج حولها قصة. |
| Kendimizi ücra bölgelerde kalite kontrolü neredeyse olmayan el işçiliğini incelerken bulduk. | TED | وجدنا أنفسنا ننظر إلى العمليات اليدوية في مواقع بعيدة بتحكّم محدود في الجودة. |
| Yani kadın el işi, Öklit ve genel göreliliği birleştiren doğru bir çizgi var. | TED | إذاً فهناك خط مباشر ما بين الأعمال اليدوية النسوية، الايقليدية والنظرية النسبية. |
| Her akşam el fenerleri ve sifonlarla köylere gittik. | TED | كنا نذهب إلى القرى المختلفة حاملين المصابيح اليدوية والعبوات المضغوطة. |
| el yazısına genel olarak bakınca, ispatı zor ama fark edilir ve yoğun bir delilik atmosferinin ipuçlarına ulaşıyoruz. | Open Subtitles | تشير كتابته اليدوية إلى وجود إشارات من الجنون |
| Palaskasındaki el bombası ile, kınındaki kasaturayı almayı başarabilirdim. | Open Subtitles | وأمكنني ملاحظة القنبلة اليدوية في حزامه والحربة في غمدها. |
| Tanktan el bombası getir. Hadi. | Open Subtitles | أحضرلي بعضا من القنابل اليدوية من الدباب.. |
| İlginç el yapımı şeyleriniz var ama birşeyiniz eksik. | Open Subtitles | يا أصدقائي لديكم الكثير من الأشياء الهامة بالأعمال اليدوية لكن هناك شئ واحد ليس عندكم |
| İsteklerini el bombaları ve makineli tüfeklerle infaz ediyorlardı. | Open Subtitles | فارضة إرادتها بواسطة القنابل اليدوية و البنادق الرشاشة إنه زمن زعماء العصابات |
| Sadece bir kaç silah ve el bombası ile başaramayız. | Open Subtitles | لن ينجح هذا ، ليس لدينا فرصة ببعض البنادق والقنابل اليدوية |
| Seksi, azgın ve gerçekçi bir notu Kurt'un el yazısını taklit ederek yazmanı istiyorum. | Open Subtitles | أحتاجك لصياغة حار ومقرن لكن الملاحظة الواقعية في كتابة كورت اليدوية. |
| Tamamen bittiğinde sakin bir şekilde elle oksijen vermeye başlayacaksın. | Open Subtitles | لذا عندما تتوقف، قومي بتحويل طفلتها للتهوية اليدوية بهدوء وطمأنينة. |
| Modül beş: manuel beceriler çalışması. | TED | الوحدة الخامسة: تدريب المهارات اليدوية. |
| Odaklanma kristalleri, büyülü sanat eserleri, | Open Subtitles | بلورات التركيز، والمصنوعات اليدوية الرونية |
| Tarihi eser kaçakçiligindan daha saygı değer bir isim. | Open Subtitles | صورة أكثر من محترمة من الأب الروحي لمهربي المصنوعة اليدوية |
| Tamara'yı bize getirdiğim anda sanat ve zanaat konusunda ortak paydada buluştular. | Open Subtitles | في ذلك الوقت احضرت تمارا انها ماهره في الفنون اليدوية |
| Havaalanında yolunu kesin kalıntıyı alın ve onu öldürün. | Open Subtitles | إعترضه في المطار إحصل على المصنوعة اليدوية وإقتله |