| Bu silahlara sahip olmayı içeren Second Amendment(İkinci Tahsis) yasasına içten inanıyorlar. | TED | إنهم يؤمنون بشدة بالتعديل الثاني للدستور الذي يعطيهم الحق في امتلاك الأسلحة. |
| Aslında, bu yüzden daha fazla insan bir silaha sahip olmayı seçiyor. | TED | في الحقيقة، هذا هو السبب الذي يجعل أناساً أكثر يختارون امتلاك أسلحة. |
| Bu tabloya sahip olmalısınız. - Buranın sahibi siz misiniz? | Open Subtitles | تحس انه عليك امتلاك هذه اللوحة ـ هل انت المالك؟ |
| Hey,Quagmire,belki komedyenler botlar,denizcilik, veya bot sahibi olmakla ilgili de espriler yaparlar | Open Subtitles | ربما سيخبرنا الكوميدي بعض النكت عن القوارب أو الإبحار او امتلاك قارب |
| Hayatım boyunca istediğim tek şey her kıtada bir gece kulübümün olması. | Open Subtitles | كل ما أردته في الحياة هو امتلاك نادي ليلي في كل قارة. |
| Zaten bir cep telefonuna sahip olmak için çok küçüktü. | Open Subtitles | لقد كانت صغيرة على امتلاك هاتف نقّال على أي حال |
| Ve harika bir ayarlayıcı parça, çünkü bu uçan tripoda sahip olmak gibi, vinç ve çekici bir arada. | TED | وهي أداة رائعة، لأنها مثل امتلاك حامل ثلاثي و رافعة و حامل بعجلات, جميعها مدمجة في أداة واحدة. |
| Bu araçlara bir kere sahip olduğunuzda kullanmamanız imkansız. | TED | بمجرد امتلاك هذه الأدوات، لا بد من استخدامها. |
| Bu bilince bir kez sahip olunca, kafanızdan çıkaramazsınız. | TED | بمجرد امتلاك هذه المعرفة، لا يمكنك أن لا تعرفها بعد. |
| Onu koleksiyona katmak istiyorum, ama sahip olmadan. | TED | وسوف ترغب في الحصول عليه، ولكن دون امتلاك ذلك. |
| Benim fikrim, bize yardımcı olacak robotlara sahip olma yönünde. | TED | و اعتقد أنه سيتحتم علينا امتلاك الروبوتات لمساعدتهم |
| Tom Ripley, sizi ya da sahip olduklarınızı istemekten öteye gidip siz olmayı ve bir zamanlar sahip olduklarınızın hepsini istiyor. Siz yerin altındayken, adınızı kullanıyor, yüzüklerinizi takıyor, banka hesabınızı boşaltıyor. | TED | يتحوّل طوم من رغبتك أو رغبة ما تمتلكه إلى انتحال شخصيتك و امتلاك ما كنت تملكه، و بينما أنت أسفل ألواح الأرضية، فهو يجيب عندما ينادى اسمك، يرتدي خواتمك، يفرغ حسابك البنكيّ. |
| Yüksek seviyelerde yazma yeteneğine sahip olabilirler. | TED | يكونون قادرين على امتلاك قدرة عالية على الكتابة |
| Beynin bu kadar çok nörona sahip olmasının ne kadar pahalıya mal olduğunu fark ettiğimde belki basit bir sebebi vardır diye düşündüm. | TED | عندما أدركنا كم هو مكلّف امتلاك عدد كبير من الخلايا العصبية، حسِبت، لربما هناك سبب بسيط. |
| Bir gerbil sahibi olmanın kesinlikle eğlencesel hiçbir değeri yok. | Open Subtitles | لا توجد أي قيمة ترفيهية مطلقة في امتلاك حيوان العضل |
| Ayrıca isteyen herkesin silah sahibi olmasını istediğin gerçeği beni dehşete düşürüyor. | Open Subtitles | وأيضاً إني مرتاعة من حقيقة أنك تعتقد أنه يحق للناس امتلاك أسلحة |
| Hatırlamıyor musun hep seninle minibüs sahibi olmanın ve onu kullanmanın ne kadar havalı olduğunu konuşurduk. | Open Subtitles | ألا تذكر؟ كنا نتحدث دائماً عن مدى روعة امتلاك شاحنة والانطلاق بها وحسب. |
| Dilinizde sayma sözcüklerinin olması, rakamların olması, adeta matematiğe açılan kapı. | TED | امتلاك كلمات للعد في لغتك، امتلاك كلمات للعد، يفتح عالم الرياضيات بكامله. |
| Müziğe yerel olarak destek vermek ve bir ulusal müzik markasını anlamak için elinizde tarife olması gerekir. | TED | عندما يتعلق الأمر بدعم الموسيقى محليًا وفهم واسع للعلامات الموسيقية على المستوى الوطني، فعلينا امتلاك الوثائق. |
| Hayır sana bir şey satmaya çalışmayacağım bunu satıcılara ve satın almak isteyenlere bıraktım. | Open Subtitles | لا,انالن احاولانابيع لك.. انا اترك هذه الأشياء لرجال البيع .. أو لأناس يريدون امتلاك الأراضى |
| Psikolojik pisliğini üstüne boşaltamayacaksan kız arkadaşının olmasının ne manası var? | Open Subtitles | ما فائدة امتلاك رفيقة إن لم تستطع افراغ أوساخك النفسية عليها؟ |