| Burada son 13 yıldır kayıp olduğu öne sürülen bir kadınla görüşeceğiz. | Open Subtitles | نحن هنا لقضية اختطاف امراءة تدعي انها انخطفت لمدة 13 سنوات مضت. | 
| Doğum sancısı olan bir hamile kadınla aynı asansörde mahsur kaldı. | Open Subtitles | تعطل المصعد به مع امراءة جائها المخاض بالمصعد | 
| İlk seferi, güzel bir kadının boynunda olmalıydı. Mükemmel oldu, Martha. | Open Subtitles | يجب ان يوضع على رقبة اجمل امراءة انه رائع .مارثا. | 
| İdam edilmeden önce, masum bir kadının ve doğmamış çocuğunun öldürülmesine sevinebilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الوحيد الحاقد بما فيه الكفاية ليفكر بأن يقتل امراءة بريئة مع ولد لم يولد بعد سوف يحضر إليك الطمأنينة قبل أن تعدم | 
| Ve kuzeye bakıp iki hayat hakkı verilmiş olmasını diliyorum, her erkeğe ve her kadına. | Open Subtitles | و انظر الى الشمال و أتمنى مجددا أن كان مقدر لكل رجل حياتين ليعشهما و كل امراءة | 
| Ellen, sen tanıdığım en dürüst kadınsın. | Open Subtitles | ايلين, انك اكثر امراءة صادقة قابلتها في حياتي | 
| Harika vücudu olan bir kadınım. Tahrik edici kıyafetler giyiyorum. | Open Subtitles | أنا امراءة لدي جسد فاتن وارتدي ملابس مثيرة | 
| Çünkü siz kadınsınız. Ve bunun güzel bir şey olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | لأنّكِ امراءة وأنا أعتقدُ أن ذلك أمرٌ جيد | 
| Hiç bir kadınla tanıştıktan sonra sana uygun olmadığına karar vermedin mi? - Evet. | Open Subtitles | ـ هل سبق لك وان قابلت امراءة وعرفت انها غير مناسبة لك؟ | 
| Az önce tanıştığım bir kadınla oturmuş en beğendiğim restoranda yemek yiyorum. | Open Subtitles | انا اجلس هنا مع امراءة جميلة قابلتها لتو تأكل معي في مطعمي المفضل | 
| Eğer bende bu kadar güzel bir kadınla aynı çatı altında yaşasaydım, bende hislerimi iğnelemelerle ifade ederdim. | Open Subtitles | لو انا عشت تحت نفس السقف مع امراءة جميلة مثلها من المحتمل انى اريد تجميع مشاعرى فى سخرية ,ايضا | 
| Charlie adında bir amcam vardı. Falında kırmızı giysili bir kadınla evleneceği yazıyordu. | Open Subtitles | كان لدى عم اسمه تشارلى ويوم ما قرأ عن برجه واخبره انه سيقع فى حب امراءة ذات رداء احمر | 
| Bir kadınla yatmak istedim, ama fedakarlık ettim. | Open Subtitles | أردت أن أضاجع امراءة و لكنى توصلت لحل وسط | 
| Şimdilik çok mükemmel bir iş çıkarmasam da senin gibi yönetimdeki bir kadının sahip olduğu şöhretten iyidir. | Open Subtitles | بالرغم اني من المحتمل لم اقم بعمل من الطراز الاول بعد انها ضربة ان تكون امراءة بسمعتك في الادارة | 
| Hayatında ilk kez sikini bir kadının kıçına bastırmış olamazsın. | Open Subtitles | لايمكن أن تكون أول مرة ضغطت بها بعظمتك تجاه مؤخرة امراءة | 
| Az önce 86 yaşındaki bir kadının kendisine Brezilya ağdası yapmasını izledim. | Open Subtitles | رأيت للتو امراءة بعمر 86 سنة تقوم بعمل شمع برازيلي لنفسها. | 
| Hiç görmediğin bir kadına nasıl aşık olabilirsin? | Open Subtitles | كيف يمكن ان تكون فى حالة حب مع امراءة لم تراها ؟ | 
| Bence, büyük bir ihtimalle düşündüğü şuydu evli bir adam başka bir kadına aşık olursa özverili eşi şaşırır ve acı çeker. | Open Subtitles | اود ان اقول انه ربما يعتقد اذا وقع الرجل المتزوج فى الحب مع امراءة اخري, | 
| Şeker hastası olmayabilirsin; ama hasta ruhlu bir kadınsın. | Open Subtitles | قد لاتكونين مريضة لكن انتي امراءة مجنونة | 
| Bence çok mutsuz bir kadınsın Lowenstein. | Open Subtitles | اعتقد انك امراءة حزينة للغاية ... لونستين | 
| Ben kendi ayakları üstüne basabilen profesyonel bir kadınım tamam mı? | Open Subtitles | لاني لا اريد مساعدتك. انا امراءة خبيرة من الممكن ان تتخطى , المتاعب , فهمت؟ | 
| Başarılı, zeki, ilgili, zarif bir kadınsınız. | Open Subtitles | أنت امراءة ناجحة وذكية رشيقة وحانية. | 
| Mülteci grubunda, işlemlerini Bill'in yaptığı Bir kadın var. Sanırım onunla konuşman gerek. | Open Subtitles | هناك امراءة من مجموعة الاجئين تعالج , اعتقد انه يجب ان تتحدث اليها |