| Erkek ya da dişi, dönüşebilsin ya da dönüşemesin, bütün rakunlar buna katıldı ve var güçleriyle çalıştı. | Open Subtitles | ذكور او اناث سواء يستطيعون التحول ام لا جميع الراكون شاركوا لاعطاء كل مايستطيعون القيام به |
| Ve benim fosil-kromozom oranları açık ça gösteriyor ki bu plesiosaurus gibi dişi dinozorlar, kendi türünün en zekisi Ve güçlüsüydü. | Open Subtitles | ومتحجري إلى نسب الكروموسوم يبين بشكل واضح ان اناث ديناصورات البيلاساسوراس كانت الأقوى والأذكى فى نوعها |
| Kaçak avcılığa karşı kanunlar tavizsiz uygulanıyor böylece dişi chirular üreme yerlerine güvenle gelebiliyorlar. | Open Subtitles | سنت قوانين لمكافحة الصيد الجائر ذلك كل صيف اناث تشرسو تتوجه الى مكان الولادة في الامان العائلي |
| Bizden yalnızca dört yılan getirmemizi istedi; iki erkek, iki dişi. | Open Subtitles | فقط يريدنا ان نحضر 4 ثعابين اثنان اناث واثنان ذكور |
| dişiler dişileri oluşturuyor, diğer dişileri dünyaya getirmek için dişileri dünyaya getirmek. | TED | اناث تلد اناث, والتي بدورها تلد ايضا فقط اناث. |
| Bahsetmek istediğim son şey alfa dişiler hakkında. | TED | وآخر ما أود ذكره هو بخصوص اناث الفا. |
| (Gülüşmeler) Enteresan bir şekilde, aynı ifade dişi makak maymunlarında da gözlenmiş; ama sadece diğer bir dişiye bindikleri zaman. | TED | (ضحك) والمدهش ان هذا التعبير تم ملاحظته عند اناث المكاك ايضا ولكن عندما يكن يتحرشن بإناث مكاك اخرى |
| dişi eşekler gizemli yaratıklardır. | Open Subtitles | اناث الحمير مخلوقاتَ غامضةَ |
| Bu arada, yaprak bitlerinde, sadece dişiler var, Amazonlar gibi. | TED | ومن الجدير ذكره, بالنسبة للمَن, هنالك فقط اناث مثل الببغاء من نوع (امازون). |