| Tuvalet aynasındaki yansımasını gördüğünde ağlamaya başladı. | TED | وعندما رأت انعكاسها في المرآة بدأت بالبكاء |
| yansımasını kesinlikle seviyor. | TED | فهي بكل تأكيد تحب انعكاسها على المرآة. |
| Evet, ondan kurtulmak için, yansımasını kırmak gerekiyor. | Open Subtitles | لتتخلصوا منها، اكسروا انعكاسها |
| yansıması suda belirdiğinde, ben kaynaktan su alıyordum. | Open Subtitles | . لقد كنت اشرب من البركة , عندما ضهر علي انعكاسها فجأة |
| yansıması büyük bir karanlığı aydınlatan bu yeni enerjiyi son derece cesurca benimsiyor ve hararetle somutlaştırıyoruz. | Open Subtitles | ونحن أخذنا تلك الطاقة الجديدة بشجاعة كبيرة، وتجَسّدناها بحماس شديد، ماجعل انعكاسها يضيء ظلمة حالكة. |
| Yemin ederim tüm sabah su kabındaki yansımasını izledi. | Open Subtitles | بالنظر إلى انعكاسها في ماء البركة. |
| Dostum, ciddiyim! yansıması dengesizdi. | Open Subtitles | يا صاح , انى جاد انعكاسها كان غير واضح |
| Kapıdaki onun yansıması mı ? | Open Subtitles | أليس هذا انعكاسها على الباب؟ |
| Sadece karanlıktaki yansıması. | Open Subtitles | فقط انعكاسها في الظلام |