| Buralarda olabilecek bir şey değil Bu iş, anlarsın ya? | Open Subtitles | انه ليس من نوع الامور التي تحدث هنا انت تعلم؟ |
| Bu benim doğamda yok ve ileride aşık olacağımı da sanmıyorum. | Open Subtitles | انه ليس من اساليبي او طبيعتي ولا اعتقد ابدا انني سافعل |
| Bu kararname senin her türlü belgeyi imzalamak zorunda olmamanı garanti altına alıyor. | Open Subtitles | انه مرسوم لتأكيد انه ليس من المفترض ان توقع علي جميع الوثائق الصغيرة |
| Ne gördün? Adamımız o değil. Kardeşinin burada yaşadığını biliyordu. | Open Subtitles | انه ليس من فعلها انه يعرف ان اخته تعيش هنا |
| Bay Kim, başkalarının işlerine karışmak hiç de kibarca değil. | Open Subtitles | مستر كم، انه ليس من الأدب ان تعبث بأعمال الآخرين |
| Hepimiz aynı botta değiliz ve Bu da kimsenin kamu menfaati için fedakarlık yapmayacağı anlamına gelir. | TED | نحن لسنا على متن نفس السفينة، و هذا يعني انه ليس من يريد التضحية للفائدة المشتركة. |
| Bu gerçekten benim derim. Kesinlikle Hollywood özel efekti değil. | TED | انه حقاً جلدي. انه ليس من تأثيرات هوليوود المميزة. |
| Bu, saygıdeğer bir avukatın yapacağı... | Open Subtitles | انه ليس من نوعية الأشياء التى يقوم بها محامى محترم |
| Beni ilgilendirmiyor olsaydı Bu berbat havada 50 km gelir miydim? | Open Subtitles | فهل اركب الخيل 50 كيلومتر في ذلك الطقس القذر لو انه ليس من شأني؟ |
| Bence Miss Morstan'ın Bu hastalıklı evde kalması doğru değil. | Open Subtitles | اعتقد انه ليس من الصواب بالنسبه للانسه مورستان |
| Beni dinle. Bana bak! Bu benimle ilgili değil. | Open Subtitles | استمعي الي , انظري الي , انه ليس من اجلي |
| Şu anda en son önceliği olan hastamız Bu. Burada olmamalıydı bile. | Open Subtitles | حسنا انظر انه اقل اولوياتنا الان انه ليس من المفترض ان يكون هنا |
| Bu senin fantezin olmalı. Fantezimden bile iyi. | Open Subtitles | اخبرينى انه ليس من خيالك انه اجمل من احلامى. |
| Hatırlaman için uygun bir yol değil mi Bu? | Open Subtitles | ألا تعتقد انه ليس من الحكمه أن تتذكر إتفاقيتِكَ الخاصةِ ؟ |
| Lucrecia şimdi her şey yolunda. Omega ve Chaos bir kez daha Bu dünyaya geri döndü. | Open Subtitles | مع انه ليس من طبعي كتابة رساله لن تصل لك |
| Bu seni ilgilendirmez. Edamame? | Open Subtitles | .انه ليس من شئننا اعطني بعض من فول الصويا |
| Kendi kendine iyileşecek bir şey değil, o yüzden babanın telefonu lâzım. | Open Subtitles | ,انه ليس من النوع الذي يشفى لوحده لذا أريد رقم هاتف والدك |
| Hastalara kişisel olarak müdahil olmak iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | انه ليس من الجيد ان تتورطي كثيرا شخصيا مع النزلاء |
| Bizim pederimiz değil ama Tanrımızın çizdiği kader olarak bize yollandı. | Open Subtitles | انه ليس من ديننا، لكنه قد بعثه إلهنا إلينا الذي هو اله كل الاديان |