| Ve Dr. Opperman Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu'nda her şeyi itiraf etti. | Open Subtitles | الدكتور اوبرمان. شهادة أمام لجنة تقصي الحقائق والمصالحة العمولة. |
| Opperman Tik'e benzeyen ama aslında insanları delirten bir molekül üretmiş. | Open Subtitles | وقد وضعت اوبرمان جزيئات الذي يجعل الناس بالجنون وكان مخبأة في الظلام. |
| Opperman aylardır düzenli olarak banka hesabına havale alıyor. | Open Subtitles | اوبرمان menerima pemindahan tetap untuk beberapa بولان. |
| Lisa Oberman'ın da aynı yılda orada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت ليسا اوبرمان كان هنا في نفس الوقت |
| Ama Lisa Oberman yok. | Open Subtitles | لكن لا ليسا اوبرمان |
| Dr. Joost Opperman. | Open Subtitles | الدكتور جوست اوبرمان. |
| Opperman. | Open Subtitles | اوبرمان. |
| Weckler'ın, kızını zombiye dönüştürüp Weckler'ı Oberman'a öldürtüp sonra Oberman'ı örtbas etmek için kazayla bir gemiden düşürten Baracus tarafından şantaja uğradığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أن (باراكس) كان يبتز (واكلر) وهو من حول ابنة (واكلر) إلى زمبي ثم قتل (اوبرمان) ومن ثم |
| Oberman gibi bir şey. | Open Subtitles | شيء، اوبرمان |