| Her zamanki gibi İngiltere'nin en tehlikeli sapıklarıyla dolup taşıyordu ev. | Open Subtitles | لقد كانت مزدحمة كالعادة بأخطر المنحرفين في المملكة المتحدة، |
| Kimsenin cesaret edemediği en tehlikeli yerlere kendimizi etiketiliyoruz. | Open Subtitles | نحن نحاول وضع علامتنا بأخطر الأماكن. أماكن لم يقم أحد بوضعه علامته عليها بعد. |
| en tehlikeli yere çizen kazansa olmaz mı? | Open Subtitles | ؟ سنعتبر أن الشخص الذي يضع علامته بأخطر مكان هو الفائز، صحيح ؟ |
| Özür dilerim. Senin güvende olmanı istemiştim. Ama şu anda dünyanın en tehlikeli yerindesin. | Open Subtitles | أنا آسف، أردت أن أبقيك بأمان والآن أنت بأخطر بقعة على ظهر الأرض |
| Ancak ne pulsarlar, ne de magnetarlar bir süpernovanın ardında bırakabileceği en tehlikeli kalıntılar değildir. | Open Subtitles | لكن حتى النجوم النابضة والمغناطيسية ليست بأخطر الجسيمات التي يخلّفها المستعرّ الأعظم وراءه |
| Dünyanın en tehlikeli korsan grubuyla öylece irtibata geçeceksin öyle mi? | Open Subtitles | أنت ستتصلين فقط بأخطر فريق اختراق فى العالم ؟ |
| Dünyanin en tehlikeli korsan grubuyla öylece irtibata geçeceksin öyle mi? | Open Subtitles | أنتِ ستتصلين فقط بأخطر فريق اختراق في العالم؟ |
| Bilmen gereken şey gezegendeki en tehlikeli adamı yakaladığımız. | Open Subtitles | ما تعرفه هو أننا قد امسكنا بأخطر رجل على هذا الكوكب |
| Bazı insanlar tarafından bu canlı, dünyadaki en tehlikeli hayvan olarak anılmakta; ki maalesef bu doğru. | TED | هذ الحيوان قد دعاه البعض من الناس بأخطر حيوان على الأرض... وهو للأسف أمر صحيح. |
| Ama böyle devam edersen, sen anlamadan seni Amerika'nın en tehlikeli adamı ilan ederler. | Open Subtitles | لو واصلت فعل ذلك ، وقبل أن تدرك... ستجدهم يلقبونك بأخطر رجل في امريكا |
| Bu kız Bangkok'un en tehlikeli adamlarını yere serdi sonra da sanki bir uçağa yetişecekmiş gibi sıvışıp gitti. | Open Subtitles | تلك الفتاة مسحت الأرض (بأخطر الرجال في (بانكوك ثم ركضت كما لو كانت لديها ميعاد طائرة تريد اللحاق بها |
| Sence hayatlarının en tehlikeli yolculuğuna çıkmadan önce buraya uğrayabilecek bir adamının seni kör kütük sarhoş görmesi akıllıca mı? | Open Subtitles | أتعتقد أنّه من الحكمة بأن تسكر على مرأى ومسمع من أيّ واحدٍ من رجالك الذين قد يمروا من هنا فقط قبل أن ينطلقوا بأخطر رحلة في حياتهم؟ |
| Bu onun en tehlikeli yönü. | Open Subtitles | عندما تفعلون ذلك يكون بأخطر حالاته. |
| Dünyanın en tehlikeli beyninde dejeneratif bir beyin hastalığı var. | Open Subtitles | مرض دماغي فتّاك بأخطر أدمغة هذا العالم |