| Daha önce hiç duymadığımız her türlü hayvanın sesi vardı. | Open Subtitles | تعج كذلك بأصوات حيوانات لم نسمعها من قبل |
| Birkaç kız sesi daha olsa, harika olurdu. | Open Subtitles | يمكننا الاستفادة بأصوات المزيد من الفتيات |
| Tepedeki kedi ve cesur köpek ve inilti sesleri. | Open Subtitles | عندما يلتقي القط المتكبر مع الكلب الشجاع بأصوات ممثلين مشهورين |
| İşte teorinle ilgili sorun burada onun çıkardığı sesleri henüz duyabilmiş değilim. | Open Subtitles | لا، أنظر ، هنا المشكلة في نظريتك ليس لدي أدنى فكره إذا كانت تقوم بأصوات حتى الآن |
| Savcılık diyor ki, Bay Gold ile oy sahtekârlığı amacıyla görüşmüşsünüz. | Open Subtitles | قال الإدعاء أنك التقيت بالسيد غولد بهدف التلاعب بأصوات الناخبين |
| Yeniden birlik olmamıza ve bu odayı yeniden çocuk sesiyle doldurmamıza yardım edeceksin. | Open Subtitles | سوف تساعدنا لنعيد البناء نملأ هذا المكان بأصوات الأطفال مرة أخرى من جديد |
| Böyle özel bir anı, çıkardığın garip seslerle mahvetmesene. | Open Subtitles | في أثناء حديثنا الخاص لا يمكننى السماح بأصوات غريبه .. |
| Şayet kadınların oylarını kazanabilirsen, kadınların oylarıyla kazanabilirsin. | Open Subtitles | أنتِ ستفوزين بأصوات النساء لكن فقط إن فزتِ بأصوات النساء |
| "Küçük kız sesi" ile konuşup, başlarına gelen şeyden bahsetmeyip bu olayın kendilerini ne hale getirdiğini anlatıyorlar. | Open Subtitles | إنهن يتحدث بأصوات فتيات صغيرات، يقصصن على الجميع ما تعرضن له، دون البوح بما يشعرن به. |
| Başta ne zaman arkama yaslansam gaz sesi çıkarıyordu. | Open Subtitles | أولا بدأت بالقيام بأصوات إطلاق الريح في كل مرة أنحني. |
| Büyük bir mermer salonda olmak gibiydi alçak sesle konuşsak da en ufak sesi duyuyorduk. | Open Subtitles | "كنّا نشعر أحياناً و كأننا في قاعة رخامية كبيره" "أذ كنّا نتكلم بأصوات منخفضه ونسمع أخف الأصوات" |
| Akabinde, bir kafede kahve sırasındayken dangalağın teki ona maskaralık ediyor, bizimki de hayvan sesleri çıkarmaya başlıyor. | Open Subtitles | ثم لاحقاً كان في محل قهوة وسخر منه شخص أحمق وأصبح يئن بأصوات غريبة |
| - Kuş sesleri yoktu. | Open Subtitles | ليس بأصوات عصافير أياً كان |
| Kamu Bütünlüğü Dairesinin dolu bir oy sandığı ile ilgili konuları araştırdığını düşünürsek. | Open Subtitles | بما أن مكتب النزاهة العامة يحقق في شأن صندق اقتراع بأصوات مزيفة |
| Dolu bir oy sandığının alındığı bir video kaydı ele geçirmiş. | Open Subtitles | لقد حصل على مقطع فيديو يظهر صندوق اقتراع بأصوات مزورة |
| Bonnie odanın bir ucundan komik sesiyle bağırır sadece. | Open Subtitles | (بوني) تصرخ عبر الغرفة بأصوات مضحكة |
| Bonnie odanın bir ucundan komik sesiyle bağırır sadece. | Open Subtitles | (بوني) تصرخ عبر الغرفة بأصوات مضحكة |
| Bu çıkmazda iki yıldır, 4-5 kişi ve Parisli Gabriel Chevignon dışında bozuk seslerle bir koro oluşturmak için azar işitiyorum. | Open Subtitles | اوبخ لمدة عامين و ينتهي بي المطاف مع فرقة غناء بأصوات مكسوره ما عدا اربعه او خمسه بالطريقه الفارسيه غابرييل شيفينون هذه ليست ارضاً محرمه |
| Hannah evdeyken bazen koşturur, komik seslerle dizi şarkıları söyler, bize sarılıp dururdu. | Open Subtitles | فيالبيت،هاناكانت... أحياناً كانت تجري في أنحاء المنزل وهي تغني أغانٍ استعراضية بأصوات مضحكة وتغمرنا بالأحضان |
| Mulvey o olmazsa kadınların oylarıyla kazanabilir... | Open Subtitles | يفوز (مولفي) بأصوات النساء.. |