| Bak işte, böyle şeyler söyleyince ben de bununla bir alakan olduğu izlenimi uyanıyor. | Open Subtitles | لمّا تتفوه بأمور كهذه فذلك يجعلني أعتقد أنّ لك علاقة بمقتلها. |
| Bak çocuk etrafta dolanıp insanlara böyle şeyler söyleyemezsin. | Open Subtitles | - اسمعي يا طفلة لا يمكنك التجول وإخبار الناس بأمور كهذه - مثل ماذا؟ |
| Babanın böyle şeyler yaptığını göremezsin. | Open Subtitles | و لا ترين والدك يقوم بأمور كهذه |
| Ama böyle şeyleri bana neden söylüyorsunuz ki? | Open Subtitles | لكن لماذا تخبرينني بأمور كهذه ؟ |
| böyle şeyleri daha çok yapmalıyız. | Open Subtitles | ينبغي أن نكثر القيام بأمور كهذه |
| Chloe ve ben bu tür konularda dürüst olacağımıza söz verdik. | Open Subtitles | إتفقنا أنا وكلوي على المصارحة بأمور كهذه |
| Bana böyle şeyler söyleyerek buraya gel. | Open Subtitles | وتأتي إلى هنا وتخبرني بأمور كهذه |
| Normalede böyle şeyler yapmam. | Open Subtitles | لا أقوم بأمور كهذه بالعادة |
| Burada böyle şeyler yaşanmasına izin veremem. | Open Subtitles | لن أسمح بأمور كهذه هنا |
| böyle şeyler yapmaya bir son vermek zorundasın. | Open Subtitles | -ينبغي أن تتوقفي عن القيام بأمور كهذه |
| - Evet, böyle şeyleri söyleyebiliyorum. | Open Subtitles | -أجل، وأستطيع إخبارها بأمور كهذه |
| -Biz böyle şeyleri önemsiyoruz. | Open Subtitles | -نحن نهتمّ بأمور كهذه . |
| Chloe ve ben bu tür konularda dürüst olacağımıza söz verdik. | Open Subtitles | إتفقنا أنا و(كلوي) على المصارحة بأمور كهذه |