| Sırf bencilce Cat ile olmak uğruna onun hayatını tehlikeye attın. | Open Subtitles | وضعت حياتها علي المحك فقط لتتمكن بأنانية من أن تكون معها |
| Bizi bencilce kendi hayallerine zorluyorsun. | Open Subtitles | تقومون بتطبيق أحلامكم علينا بالقوّة، بأنانية و دون تعقّل |
| Peter, tazminat paranı nasıl bencilce kullandığını biliyoruz. | Open Subtitles | بيتر , لقد علمنا عن تبديدك مال التعويض بأنانية |
| Amacımız davalının kişisel amaçları için gücünü suiistimal ettiği ve bencillik ederek defalarca zaman ve mekanı büktüğünü kanıtlamak. | Open Subtitles | في نيتنا لإثبات أن المتهم قد أستخدم قدرتهلانتهاك.. السفر عبر الزمن والفراغ بأنانية مراراً وتكراراًلمصلحتهالشخصية.. |
| Bana insanları kurtarmanın bencillik olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تقصدين أني أتصرف بأنانية حين أحاول إنقاذ الناس ؟ |
| O yüzden bencil olmayı kesip elinden geleni yapmaya başlamalısın. | Open Subtitles | لذا عليك أن تستفيدي من ذلك وتكفي عن التصرف بأنانية |
| Buraya nasıl geldiğinizi söyleyeyim. bencilce oynadınız ve kaybettiniz. | Open Subtitles | حسناً ، سأقول لكم كيف أنكم وصلتم لهذا الحد و الذى كان نتيجة اللعب بأنانية أدت لخسارتكم |
| bencilce ve çocukça davranıyorsun ve artık bunu kesmeni istiyorum. | Open Subtitles | أنتَ تتصرّف بأنانية و صبيانية , و أريدكَ أن تتوقف عن ذلك |
| Normalde üst katta sizin olmanız gerekirdi ama bencilce düşünürsem, bu bize beraber çalışmak için bir şans verir, değil mi? | Open Subtitles | أعني ، من الواضح عادة كنت على الطابق العلوي لكن بأنانية هذا سوف يعطينا فرصة للعمل بها أكثر ، أليس كذلك ؟ |
| Bir hayalet eylemlerinin sonuçları için... hiçbir konuda ne istediklerini almak için bir insan kullanımı... bencilce hareket edeceğini endişeleniyorsun? | Open Subtitles | كنت قلقة من أن يتصرف أحد الأشباح بأنانية ويستخدم إنسانا للحصول على ما يريد دون أي اعتبار لتداعيات أفعاله؟ |
| Ve ben bugün benimle olacağın için bencilce mutluyum. | Open Subtitles | وأنـا سعيدة بأنانية لأنني سأحظي بك اليوم. |
| Bir yönetimin ve bir insanın dünyanın geri kalanını ne kadar umursadığıyla alakalı, ve sadece bencilce düşünmek yerine başkalarını da düşünebilme cesaretine ve vizyonuna sahip olmakla alakalı bir şey. | TED | وله علاقة بالحكومات والأفراد الذين يهتمون ببقية العالم ولديهم القدرة على التخيل والشجاعة للتفكير بالخارج عوضًا عن التفكير بأنانية. |
| bencilce beni torunlarımdan mahrum geliyorsun. | Open Subtitles | أنت تمنعني بأنانية من الحصول على حفيد |
| Uşaklar, tekrar dirilmek için bencilce diğerlerini öldürmeyi kabul eden ölü ruhlardır. | Open Subtitles | "جالب الشقاء" ، هي أرواح أنانية وافقت نيل حياه أخرى بأنانية ، بقتل الاخرين. |
| Evet ama eğer onunla gerçekten mutluysa ve sen de onu engellersen o halde bencillik yapan sen olursun. | Open Subtitles | أجل ، لكن إن كان سعيدا حقا معها و تجعلينه يتوقف حينها أنتِ من يتصرف بأنانية |
| Sen bencillik ediyorsun, ben ise annem dahil herkesi düşünüyorum. | Open Subtitles | حسناً ، أنت تتصرفين بأنانية و أنا هنا احول التفكير في الجميع بما فيهم أمنا |
| bencillik ediyorsun! | Open Subtitles | إنك تتصرف بأنانية |
| - bencillik ediyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تتصرفين بأنانية. |
| Bir kez daha istediğini bencil bir şekilde elde ediyorsun. | Open Subtitles | مرة أخرى أنتِ تتصرفين بأنانية أياً كان الجحيم الذي تريدينه |
| Belki, o seninle biraz daha az bencil olman konusunda konuşabilir. | Open Subtitles | لعل يمكنها أن توضح لك كيفية التصرف بأنانية اقل |
| - Bırak bu bencilliği... | Open Subtitles | -توقف عن التصرف بأنانية |
| Adalete giden yol bencillerin cürümleri kötü adamların despotluğu ile bezenmiştir. | Open Subtitles | " طريق الرجل المستقيم محفوف على طول الطريق بأنانية واستبداد الرجال الاشرار |