| - Gitmek istediğini söylemiştin. | Open Subtitles | ظننت بأنكِ قلتِ باأنكِ تريدين الذهاب ياعزيزتي , مالذي أريدة |
| İşlerin karışık olduğunu söylemiştin, ama Dan'le çok iyi anlaşıyor gibisiniz. | Open Subtitles | أعلم بأنكِ قلتِ أن الأمور بينكما معقدة لكن أنتِ ودان حقًا متلائمان |
| Konu iş olunca tamamen dürüst olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | ظننت بأنكِ قلتِ بأنكِ ستبقين نظيفه عندما يتعلق الأمر بالأعمال التجارية |
| - Peşinat 8 milyon demiştin. | Open Subtitles | أعتقد بأنكِ قلتِ بأن رسوم الدفع كانوا ثمانية ملايين |
| Buraya asılacak demiştin. | Open Subtitles | لقد إعتقدت بأنكِ قلتِ أن أضعه هنا |
| İyi de sana kocaman bir yakut bırakacağını söylemiştin. | Open Subtitles | ظننت بأنكِ قلتِ أنها تركت لكِ ياقوتة عملاقة |
| Tamir ettireceğini söylemiştin. | Open Subtitles | أعتقدت بأنكِ قلتِ بأنك ستصلحي تلك الحفرة |
| Önceden glee kulübüne asla yeniden katılmayacağını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد إعتقدتُ بأنكِ قلتِ بأنكِ .لن تنضمي لنادي الغناءِ مجددًا |
| Esas rakibin olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | أعتقد بأنكِ قلتِ أنها منافستكِ الوحيدة |
| Babamın gelmeyeceğini söylemiştin. | Open Subtitles | إعتقدت بأنكِ قلتِ بأن أبي لن يأتي |
| - Sakıncası olmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | خلت بأنكِ قلتِ لا بأس بذلك |
| Hani bu gece çalıştığını söylemiştin. | Open Subtitles | ظننت بأنكِ قلتِ بأن يعمل |
| Dışarıda olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | -لقد ظننت بأنكِ قلتِ أنه بالخارج أجل . |
| İçmediğini söylemiştin. | Open Subtitles | -أعتقد بأنكِ قلتِ لا تشربي |
| - Disleksik demiştin diye hatırlıyorum. | Open Subtitles | -إعتقدت بأنكِ قلتِ بأن لديه إضطراب بالقراءة؟ |
| Yanlış hatırlamıyorsam bu parti için "ezik işi" demiştin? | Open Subtitles | أعتقد بأنكِ قلتِ بأنها حفلة "حزينة ويائسة" |
| Ayakkabıların için çok rahat demiştin hani. | Open Subtitles | اعتقد بأنكِ قلتِ بأن تلك الاحذية مريحة |