| Her şeyin İstasyon'dan göndereceği ilk rapora bağlı olduğunu anlıyor mu? | Open Subtitles | هل يدرك بأن كل شئ يعتمد على تقريره الأول من المحطة؟ |
| Her şeyin iyi olacağını hisseder mi? | Open Subtitles | هل تشعر حينها بأن كل شئ سوف سوف يكون على مايرام ؟ |
| Her şeyin mümkün olduğuna inanıyorum ve birkaç dakika içinde sen de inanabilirsin. | Open Subtitles | حسنا, اؤمن بأن كل شئ ممكن, و فى بضع دقائق , من الممكن ان تؤمن بذلك. |
| Evet, bir gün daha bu normalmiş gibi davranmaktansa ölmeyi tercih ederdim. | Open Subtitles | أجل، أفضل الموت على أن أتظاهر بأن كل شئ عادي ليوم آخر |
| Yani her şey yolundaymış gibi yapacağız? | Open Subtitles | إذن إننا من المفترض ان نتظاهر بأن كل شئ طبيعي ؟ |
| her şey doğru mu yapılmış diye kontrol ediyordum, Leydim. | Open Subtitles | فقط أتحقق بأن كل شئ يجري عملهُ بشكلٍ صحيح، سيدتي |
| Biliyorsun, her şey o fuhuş yerinin derinliklerinde olup bitiyor! | Open Subtitles | هل تعلم بأن كل شئ يجري في أحشاء ذلك المستودع |
| Her şeyin düzeleceğine dair hislerim var. | Open Subtitles | لدي حقاً إحساس بأن كل شئ سيسير على مايرام |
| Her şeyin üstesinden gelecek güce sahip olduğuna inanırken her şey benim yüzümden oldu, diyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكن أن تؤمن بأن كل شئ غلطتك إلا إن كنت ترى نفسك بهذه القوة |
| Bunları unutup... bana Her şeyin yoluna gireceğini söyleme. | Open Subtitles | أضغط على نفسى وأقول لنفسى بأن كل شئ على ما يرام |
| Babam ilk hastalandığında Her şeyin düzeleceğini düşündüm bunu atlatacaktı. | Open Subtitles | عندما مرض أبي لأول مرة ظننت بأن كل شئ سيكون بخير سوف يتخطاها |
| Ve sen üzgündün. Ama babam Her şeyin yoluna gireceğini söyledi. | Open Subtitles | و كُنْتَ حزيناً لكن أبي قال بأن كل شئ سيكون على ما يرام |
| Her ne kadar Her şeyin yolunda olduğuna inandırsamda kendimi. | Open Subtitles | أعتقد بأنني أقبل بهم كي أثبت لنفسي بأن كل شئ على ما يرام |
| Bilmiyorum, belki bu hafta beni yatıştıracak, Her şeyin yolunda olduğunu söyleyecek birine ihtiyaç duydum. | Open Subtitles | ربما هذا الأسبوع احتجت إلى شخص يخبرني بأن أهدأ يخبرني بأن كل شئ سيكون على ما يرام |
| Her şeyin plan doğrultusunda gittiğinden emin olacağım. | Open Subtitles | ـ سوف أتأكد بأن كل شئ سوف يسير حسب ماهو مخططٌ له |
| Bölgenizdeki Her şeyin kontrol altında olduğunu umuyorum. | Open Subtitles | إنني أثق بأن كل شئ في مقاطعتك تحت السيطرة |
| Önemli bulduğum her şey kayboluyormuş gibi hissettiriyor. | Open Subtitles | لقد جعلتني اشعر بأن كل شئ مهم بالنسبة لي سوف يختفي |
| Lütfen herşey yolundaymış gibi davranmaktan vazgeçebilir miyiz? | Open Subtitles | هلا تركنا جميعنا أن نتظاهر بأن كل شئ على مايرام ونحظى بمحادثة حقيقية |