| bu adamın uyuşturucu kaçakçısı olduğunu kanıtlayacak birini bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | علينا أن نجد شخصًا يُثبِت بأن هذا الرجل تاجّر مخدرات |
| Adli tıp, bu adamın üç hafta önce öldüğünü düşünüyor. | Open Subtitles | الطب الشرعي أكدت بأن هذا الرجل ميت منـُـذ ثلاث أسابيع |
| bu adamın aradığımız şu Cani olabileceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نعتقد بأن هذا الرجل . ربما يكون السفاح |
| Yemin ederim bu adam başka bir dünyadan falan. | Open Subtitles | أجزم بأن هذا الرجل من عالم آخر |
| Yemin ederim bu adam başka bir dünyadan falan. | Open Subtitles | أجزم بأن هذا الرجل من عالم آخر |
| o adamın kiliseni desteklediğini desteklemese kilisenin burada olmayacağını da biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بأن هذا الرجل أيضاً يدعم كنيستك ولن تكون هنا إن لم يكن يدعمه |
| Korkarım ki, bu adam çok kötü bir şey yapmış. | Open Subtitles | أخشى بأن هذا الرجل ربما فعل شيئاً فظيعاً |
| bu adamın tanrılara karşı suç işlediğini hatırlatmalıyız. | Open Subtitles | نحن مضطرون آسفين بتذكيرك بأن هذا الرجل قد أرتكب جريمة كبيرة بحق الآلهة |
| Diplomalı bir patolog olarak belli bir kesinlik derecesinde bu adamın bir tavus kuşu tarafından gagalanarak ölmediğini söyleyebilirim. | Open Subtitles | حسناً بصفتي فاصل طبي كبير قد أحدد لك بدرجة من التأكيد بأن هذا الرجل لم يقتلع عيناه طاووس حتى الموت |
| Fi, iç güdülerim bu adamın kovalamaca dan Sağ çıkamayacağını söylüyor. | Open Subtitles | في، أن أشعر بأن هذا الرجل لن ينجو من القتال |
| bu adamın serbest kalabileceğini aklınıza bile getirmeyin. | Open Subtitles | لا يمكنك الإعتقاد بأن هذا الرجل سيطلق سراحه |
| bu adamın ahlaksız olduğunu düşünmezsin, değil mi? | Open Subtitles | لا يمكن أن تعتقد بأن هذا الرجل وغدا ، أليس كذلك؟ |
| bu adamın patlayan şeftaliler kavanozladığına şüpheliyim. | Open Subtitles | اوه, حسناً,انا اشك بأن هذا الرجل كان يقوم بصناعة العبوات الناسفة |
| Siz bana bu adamın uzaydan düştüğünü mü söylüyorsunuz? | Open Subtitles | أنت تقول لي بأن هذا الرجل سقط من الفضاء الخارجي؟ |
| Gerçekten, bu adamın güneybatıdaki en büyük taşıyıcılardan biri olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أعني، قسماً بالله، أجزم حقّاً بأن هذا الرجل لربما أحد أكبر تجار المخدرات في الجنوب الغربي. |
| Gerçekten, bu adamın güneybatıdaki en büyük taşıyıcılardan biri olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أعني، قسماً بالله، أجزم حقّاً بأن هذا الرجل لربما أحد أكبر تجار المخدرات في الجنوب الغربي. |
| Sadece biraz daha bilgi alıp o adamın gerçek bir doktor olduğundan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | كنت آمل أن أحصل على بعض المعلومات لأتأكد بأن هذا الرجل فعلاً طبيب |
| Ama Cameron asla o adamın hayatının aşkı hakkında hiç bir şey bilmediğini kabul etmezdi. | Open Subtitles | لكن "كامرون" لن تقبل بأن هذا الرجل لم يعرف شيئاً عن حبيبته |
| Seni temin ederim ki bu adam size zarar vermek için gönderilmiş | Open Subtitles | أضمن لكِ، بأن هذا الرجل جاء الى هنا كي يؤذيكِ |
| Demek ki bu adam 1,82 boyundaymış. | Open Subtitles | مما يعني بأن هذا الرجل كان بطول 6 أقدام |