| - elleriyle kurbanın kalbini çıkardığını gören bir tanık var. Ayrıca olay yerinde bunu bırakmış. | Open Subtitles | أي شاهد رَأى بأنّ يُمزّقُ قلب الرجلَ بأيديه العاريةِ. |
| Asla fark etmez. elleriyle yemek yiyor, domuz herif! | Open Subtitles | إنه لن يفتقد ذلك إنه يأكل بأيديه , الخنزير |
| Kalbini kırmayacağıma söz verdirtti, yoksa beni çıplak elleriyle parçalayacak veya ağır konuşacakmış. | Open Subtitles | جعلني أقسم أن لا أكسر قلبك ابدا والا سيمزّقني إربا إربا أمّا بأيديه العارية أو بكلماته |
| Yoksa seni çıplak elleriyle parçalayacak ve ağır mı konuşacakmış? | Open Subtitles | والا سيمزّقك إربا إربا، أمّا بأيديه العارية أو بكلماته؟ |
| - Noodler, elleri ters olan Noodler. | Open Subtitles | نودلر، بأيديه على الخلفية |
| elleri ters olan Noodler! | Open Subtitles | نودلر، بأيديه على الخلف |
| Langston harca çıplak elleriyle dokunmuştu. | Open Subtitles | تَلمّستْلانجستونبَعْضالجُصِّ بأيديه العاريةِ. |
| Düşmana elleriyle saldırdı. | Open Subtitles | نعم لقد واجه العدو بأيديه العارية |
| Kirli elleriyle, panayırın ortasında, onu boşaltıp gitmiştir. | Open Subtitles | إستمنى له بأيديه القذرة |
| Noodler, elleri arkasında. | Open Subtitles | نودلر، بأيديه على الخلفية |
| Noodler, elleri arkasında! | Open Subtitles | نودلر، بأيديه على الخلف |