| En iyi dostunu savaşta ölmesi için gönderdi, böylece kadın ona kaldı. | Open Subtitles | قام بإرسال صديقه الحميم للموت في معركة حتى يمكنه أن يأخذها لنفسه |
| Tarama işlemi bittikten sonra hücrelerin olması gerektiği yerde doğru olarak sıralanmalarını sağlayacak bilgi gönderiyor. | TED | وبمجرد مسحه بالكامل، يقوم بإرسال البيانات عن طبقات الخلايا المطابقة والمكان اللازم لها. |
| Bu protesto, bu birleşmenin deniz aşırı ülkelere iş göndermek gerçeğini de kapsıyor. | Open Subtitles | وكان لهذا التظاهر الواقع بأن هذا الدمج سيقوم بإرسال المهام إلى ماوراء البحار |
| Ayık olduğum için mi, bana paralı zarflar göndermeye başladılar? | Open Subtitles | هل تظنين لأننى مقلع ، فانهم سيبدأون بإرسال مظاريف ؟ |
| Dr. Rafil Dhafir gibi insanları içeriyor ki, Irak üzerindeki ekonomik yaptırımları çocuklar için medikal destek göndererek ihlal etmiş birisi. | TED | تشمل هذه الفئة أناس أمثال الدكتور رافيل ظافر، الذي انتهك العقوبات الاقتصادية في العراق بإرسال الإمدادات الطبية لفائدة الأطفال الموجودين هناك. |
| Arama-kurtarma ekibi göndereceğim. | Open Subtitles | لقد انقطع الاتصال معها منذ ساعات سوف أقوم بإرسال فريق للإنقاذ |
| Titreşimleri gönderiyorum. Geri cevap alamıyorum. Tamam mı? | Open Subtitles | لقد قمتُ بإرسال غازلتها لأستشعر الأمر ولم أتلق شيئاً بالمقابل، مفهوم؟ |
| Sanki bir balık ölmüş de diğer balıklar ona çiçek göndermiş gibi kokuyor. | Open Subtitles | وكأن سمكةً ما ماتت، وكل الأسماك الأخرى قامت بإرسال الزهور |
| - Salak numarası yapma. O hayvanı zayıf anımda bana saldırması için gönderdin. | Open Subtitles | لا تتذاكي معي لقد قمت بإرسال ذلك الحيوان لمهاجمتي ظناً منك أنني ضعيف |
| Senin kabul etmeni bekliyor. Bu yüzden de adamlarını yolladı. | Open Subtitles | إنه في إنتظار موافقتكِ و لهذا قام بإرسال رجاله إليكِ |
| Sorunun cevabını almak için Dallas Savcılığı davalının hücresine psikiyatrlar gönderip kişide bir pişmanlık olup olmadığını, dolayısıyla tehlikeli ve psikopat bir kişiliğe sahip olup olmadığını öğrenmeye çalışırlardı. | Open Subtitles | لإجابة السؤال محامي محكمة دالاس قام بإرسال أطباء نفسيين لكي يتحققون من ذلك لإكتشاف ذلك دون ندم |
| Böylece ona parçalardan birini gönderdi, FedEx. | TED | لذالك قامت بإرسال واحدة منها إليه، فيديكس. |
| Çocukları zaten annesine gönderdi. | Open Subtitles | لقد قامت مُسبقاً بإرسال الأطفال مع أمّها |
| A.B.D. Ordusu virüsün bir örneğini Birleşik Devletlere gönderdi. | Open Subtitles | قام الجيش الأمريكى بإرسال عينة من الفيروس إلى |
| Bu nöronların her biri birbirine elektriksel mesaj gönderiyor. | TED | تقوم هذه الخلايا العصبية بإرسال إشارات كهربائية بين بعضها. |
| Kanuna göre, her toprak sahibi, hizmetime asker göndermek, veya gümüş üzerinden vergi ödemek zorunda, | Open Subtitles | ينص القانون على إن كل مالك أرض ملزم بإرسال الجنود لأداء الخدمة لي أو دفع ضريبة من الفضة، فهل هذا صحيح؟ |
| Başlangıçta deli saçması gelmişti. Sonra her gün bir kayıt göndermeye başladı. | Open Subtitles | وكان مجرد وظيفة الجوز في البداية ثم بدأ بإرسال الشريط في اليوم. |
| Çünkü biri fanatik, kültist ve kimbilir kimi göndererek bu operasyonu bozmaya çalışıyor olabilir. | Open Subtitles | ربما كان هناك شخصا يحاول تدمير العملية برمتها بإرسال هؤلاء المتعصبين و المخايبل إلى هنا |
| Oraya birini göndereceğim. - Burada ne halt dönüyor? | Open Subtitles | سوف أقوم بإرسال أحد إلى هناك ماذا يجري هنا بحق الجحيم؟ |
| Anlaşıldı. Ayrıca şüphelinin resmini gönderiyorum. | Open Subtitles | تلقيت ذلك إنني أقوم بإرسال صورة للمشتبه به أيضاً |
| Bir hareketten sonra arabadaki bombalara tahrik sinyali göndermiş. | Open Subtitles | لاسلكي قامت بإرسال إشارات مسلحة لقنبلة السيارة |
| E - Postayı gönderdin diye seni suçlamamalıydım. | Open Subtitles | لم يكن علي أن أتهمكَ بإرسال هذا البريد الإلكتروني |
| Daha sonra sen bir yaşındayken yalnız çekilmiş bir fotoğrafını yolladı. | Open Subtitles | ومن ثم قامت بإرسال صورة لكِ وحدك عندما بلغتِ عاماً واحداً. |
| Daha ne kadar süre Paddy'nin rakiplerinin sizin peşinden birilerini gönderip bu rezaleti belgelemesi için geçmesini bekliyordunuz? | Open Subtitles | الى متى تعتقدين أنه سوف يدوم هذا قبل أن يبدأ خصوم باتي بإرسال اشخاص لملاحقتكم لتوثيق هذا الإحراج ؟ |
| Bu şeyler bizi yakalamadan önce yardım gönderin. Lütfen acele edin. | Open Subtitles | قم بإرسال مساعدة قبل أن تصل تلك الأشياء إلينا أرجوك بسرعة |
| Beni duyuyorsan gölün yanındaki eve polis gönder! | Open Subtitles | لو بإمكانك سماعى، قم بإرسال الشرطة إلى منزلى قبالة البحيرة |
| Zarfı yalamak bir günah olsa da, bunlardan 100 tane gönderdim bile. | Open Subtitles | لقد قمت بإرسال حوالي 100 خطاب, بالرغم من أن لعق الخطابات خطيئة, |
| Bu hatayı düzeltmek için herkesin dosyalarını geri yolluyorum. | Open Subtitles | ومن أجل تصحيح هذا الأمر أقوم بإرسال ملفاتكم إليكم |