| Bağırsaklarda oluşan bir enfeksiyon. Ölene kadar ishal olursun. | Open Subtitles | إنه نوع من العدوى يصيب معدتكِ بحيث تصابين بإسهال إلى الأبد |
| Belki yemek ilk başta güzel gelmiştir ama sonra herkesin kusup ishal olmasına neden olmuştur. | Open Subtitles | ربما كان الطعام جيد في البداية ثم جعل الجميع يتقيأون ويصابون بإسهال |
| Bu sabah çok fena ishal oldum. | Open Subtitles | لقد أصبت بإسهال مريع هذا الصباح |
| Montezuma'nın Bedduası'nı falan kapmam. | Open Subtitles | الاحتراس من الإصابة بإسهال المسافرين |
| Montezuma'nın Bedduası'nı duymadınız mı hiç? | Open Subtitles | هل سبق وسمعتم بإسهال المسافرين؟ |
| Başladığında düşünmüştüm ki "Tanrım, adam ağzından ishal olmuş ve görünürde bunun bir tedavisi yok." | Open Subtitles | عندما باشرت، فكّرت، "يا إلهي هذا الرّجل مصاب بإسهال في الفم "ولا أحمل مضاداً له" |
| Tüm bu ilgi, fotoğrafımın çekilmesi, çok fazla Jamba Meyve Suyu içmek yüzünden olan buz gibi ishal... | Open Subtitles | كلّ لفت الإنتباه هذا، صوري يتم التقاطها، الإصابة بإسهال البرودة لشرب عصير "جامبا" أكثر من اللازم |
| Gazete yok, ağaç yaprağı bile yok. İshal oldum! | Open Subtitles | لا جرائد، لا أوراق شجر، وكنتُ مصاباً بإسهال! |
| İshal olmamak için Lactaid almaya Walgreens'e girdim. | Open Subtitles | لذا ذهبت صيدلية "والجرينز" للحصول على "لاكتيد" لكي لا أصاب بإسهال |
| ..gerçekten kötü ishal oldum. | Open Subtitles | أصبت بإسهال شديد |
| Umalım da ishal olma o zaman. | Open Subtitles | لا نأمل الا تصابي بإسهال اذا |