Frekansı bulmak için, geniş bantlı sinyal ile tarama yapmalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نجد التردد من خلال ربطها بإشارة عريضة النطاق |
Yol dizaynı fark yaratır, özellikle de kavşaklar, kavşaklar iki türlüdür, trafik sinyal lambası olanlar ve sinyalsizler, yani "DUR" işareti olan kavşaklar. | TED | تصميم الطرق فيه اختلافات, ولاسيما التقاطعات, والتي يوجد منها نوعان: بإشارة وبدون إشارة, والتي تعني إشارة قف. |
Seninle konuşmak istersem dumanla sinyal gönderirim. | Open Subtitles | حين أريد التحدث عن الأمر، سأعلمك بإشارة دخانية |
Yargıç salondaki adamına gizli bir işaret verdi. | Open Subtitles | ألاحظ أن قاضي تحقيقكم قد أشار لبعض منكم بإشارة سرّية |
Ta ki onların bu çağrıyı yanıtlayıp bize bir işaret gönderdikleri o geceye kadar. | Open Subtitles | حتى جاءت ليلة إستجابوا فيه لدعائها وأرسلوا لنا بإشارة |
Bana getirdiğin acil durum vericisi uzaya yardım sinyali yollayacak. | Open Subtitles | أداة اللاسلكي التي أحضرتها لي ستبعث بإشارة إستغاثة في الفضاء. |
Fakat özellikle bunlardan biri çok eski bir yolla, terli avuç içlerini bir elektrik sinyali ile ölçerek ortaya çıktı. | TED | ولكن أحدها تحديدًا نشأ من العمل القديم على قياس راحات اليد المتعرقة بإشارة كهربية. |
Döneceksen sinyal ver götünü siktiğim! | Open Subtitles | تبا،قم بإشارة إن كنتَ تريد الإلتفاف أيها اللعين |
Liderlerinizi bilin ve sıkışırsanız ona sinyal gönderin. | Open Subtitles | اعلموا قائدكم وأبعثوا له بإشارة لو واجهتكم مشكلة |
— Sanırım bir tür sinyal yollamalıyız. | Open Subtitles | أظنّ أنه يجدر بنا أن نبعث لهم بإشارة |
Burada bir sinyal bulmanda kolay gelsin. | Open Subtitles | حظ سعيد بالحصول على إشارة هنا "ماي فاي" "إنترنت بإشارة لاسلكية" |
Adeta bir sinyal patlaması gönderiyor, bize doğru. | Open Subtitles | إنها يبعث بإشارة إنفجار بإتجاهنا |
Bu telefonlardan birinin bizim adamımız Bodie ile ilgili sinyal vermesini bekliyoruz. | Open Subtitles | نحن ننتظر أن تمدنا إحدى هذه الهواتف (بإشارة إلى هدفنا (بودي |
Yasmine'nin bataryası kötü de olsa bir elektromanyetik sinyal yayıyor. | Open Subtitles | كانت بطاريّة (ياسمين) تبعث بإشارة إستطعتُ تتبّعها |
sinyal kolundaki hariç. | Open Subtitles | "ماعدا تلكَ الموجودة بإشارة الإنعطاف |
Uçağın işaret sinyalinin frekansı yakalaıdım. | Open Subtitles | لقد وجدت التردد آتياً بإشارة من إرسال جهاز الإستغاثة للطائرة. |
Ama öğrendim ki bazen bir işaret yapıyordum ve onlar kesinlikle kastetmediğim şeylerden bahsediyordu, ama bunlardan bahsetmeliydim. | TED | و لكن ما تعلمته كان هو أني كنت أقوم في بعض الأحيان بإشارة وكانوا يفسرونها بأمور لم أكن أبدا أقصدها، ولكن كان ينبغي ان تكون لديّ. |
Yaklaştığında bana işaret ver. | Open Subtitles | أبعث بإشارة لي عندما تكون قريبًا |
Bütün AF1 kanallarına onaylama sinyali yağdırmanızı istiyorum. | Open Subtitles | اريدك أن تغرق كل قنوات الاتصال إي إف واحد بإشارة مميزة |
İskelet anahtar bir OFDM kablosuz sinyali üzerinden çalışır. | Open Subtitles | مفتاح الهيكل العظميّ يعمل بإشارة ترميز لاسلكية لتقسيم التردد المتعامد. |
..herkes tarafından duyulan.. ..çok gürültülü ve temiz sinyali başlatır. | Open Subtitles | تبدأ بإشارة قوية، وواضحة جداً سيسمعها الجميع |