| Parmak iziyle bundan iyisi yapılmazdı. Katile iltifat etme. | Open Subtitles | أفضل حتى من بصمة، ولا تقومي بإطراء القاتل. |
| Biri sana bu sekilde iltifat ettiginde, senin de ona bir iltifatta bulunman gerekir. | Open Subtitles | عندما شخص يمنحكُ إطراءًا مثلَ ذلك، من المفترض أن ترّد عليه بإطراء. |
| Bence , kendime biraz iltifat etmeliyim... | Open Subtitles | رغم ذلك عليّ أن أقوم بإطراء نفسي. |
| Gururum okşandı. | Open Subtitles | حسناً, أشعر بإطراء كبير |
| Gururu okşanmış mı yoksa hakarete uğramış mı hissedeyim bilemedim. | Open Subtitles | لا أعلم هل أشعر بإطراء أم أتقيأ |
| İyi niyetli bir iltifatla onlardan kurtulayım. | Open Subtitles | سأتخلص منهما بإطراء جميل |
| İltifat etmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أتمتع بإطراء |
| - Evet, bu iltifat değil mi? | Open Subtitles | أجل، أولي هذا بإطراء ؟ |
| İltifat etmemiştim. | Open Subtitles | ذلك ليس بإطراء! |
| İltifat ederek başla. | Open Subtitles | إبداء بإطراء. |
| Ama bu bir iltifat değil. | Open Subtitles | هذا ليس بإطراء |
| - Ama bu bir iltifat değil. | Open Subtitles | هذا ليس بإطراء |
| Siz beni danışman olarak çağırınca gururum okşandı. | Open Subtitles | شعرت بإطراء أنك طلبت استشارة |
| - Sanırım gururum okşanmış olması lazım. | Open Subtitles | أظن مفترض لي الشعور بإطراء |
| Bir iltifatla başlayın, isteğinizi söyleyin ve bir iltifatla bitirin. | Open Subtitles | تبدأ بإطراء تخفض الصدمة |