| Ayrıca hidrojen sülfit vererek normalde ölümcül oranlarda olan kan kaybına dayanıklı hale de getirebiliyorduk. | TED | لقد اكتشفنا أيضًا أنه بإمكاننا تعريض الحيوانات لفقد حاد للدم ويمكننا أيضًا إنقاذهم بإعطائهم كبريتيد الهيدروجين. |
| Bence bu operasyon hala parçalı olan ordulara, ortak bir amaç vererek, onların birleşmelerini sağlayacaktır. | Open Subtitles | أَعتقدُ أن هذا المسعى سيوحد العديد مِنْ الجيوشَ المتفرقه بإعطائهم التركيز على هدف مشترك |
| Onlara ihtiyaçları olanı vererek insanların daha iyi insanlar olmasını sağlıyoruz. | Open Subtitles | نحن نساعد الناس ، لكى يكونا أفضل بإعطائهم ما يريدون |
| Bu yüzden elimizdeki en güçlü antibiyotikleri vereceğiz ve işe yaramasını umacağız. | Open Subtitles | لذا فسنبدأ بإعطائهم أقوى مضادات حيوية عندنا و نتمني أن يفي هذا بالغرض |
| Biz onlara bütün parayı vereceğiz onlarda çekip gidecek. | Open Subtitles | نقوم فقط بإعطائهم النقود من كل الجرارات |
| En sadık yardımcılarına süper güç vererek ödüllendirirler. | Open Subtitles | يكافئون الملازمين الأكثر ثقة بإعطائهم قوة خارقة. |
| Belki işe onlara en büyük Noel hediyesini vererek başlayabilirsin. | Open Subtitles | ربما يمكنك البدء بإعطائهم أعظم هديه عيد ميلاد بالتاريخ |
| İnsanlara, beyindeki serotoninin ham maddesini alıp götürmeye yarayan, bu gerçekten iğrenç tadı olan yapay limon aromalı içeceği vererek, insanların serotonin seviyelerini ayarladık. | TED | تلاعبنا في مستويات السيروتونين بإعطائهم شراب صناعي كريه الطعم بنكهة الليمون و الذي يقوم بعملية سحب المادة الرئيسية المكونة للسيروتونين في الدماغ |
| Onlara, daha önce çok azının gördüğü bir şey vererek... | Open Subtitles | :بإعطائهم شيء قليل منهم قد رأوه |
| Chris bana dedi ki;... subaylar TSSB olan askerleri, ilaç vererek savaşa geri gönderiyorlarmış, bu beni çok kızdırdı. | Open Subtitles | كريس) أخبرني أن الأوغاد يرسلون الجنود) المعانين من إضطرابات ما بعد الصدمة للقتال بإعطائهم أدوية، وهذا الأمر أثار غضبي |
| Ya -- Ya -- bu insanlara kontrol gücü ve saygınlıklarını geri versek onlara bir ev vererek ama herhangi bir ev değil: onların evini vereceğiz, onların tasarladığı evi. | TED | ماذا لو - ماذا لو - يمكننا استعادة السيطرة والكرامة لهؤلاء الأفراد بإعطائهم منزلاً، ولكن ليس فقط أي منزل: منزلهم، منزل من تصميمهم. |
| Onlara bıçağımı vererek mi? | Open Subtitles | بإعطائهم سكينتي؟ |
| - Ormanı onlara vererek. | Open Subtitles | - بإعطائهم الغابة |
| Nasıl? Onlara Reimann'ı vereceğiz. | Open Subtitles | سنقوم بإعطائهم حل فرضية ريمان |
| Biz de onlara istediklerini vereceğiz. | Open Subtitles | وسنقوم بإعطائهم حربًا. |