| İnsanları bağlı tutmak için bu şeyleri küçük ayarlanmış parçalara bölüyorsunuz ki insanlar bunları seçip aynı zamanda yapabilsinler ve böylece onları kişisel çıkar sağladıkları aktivitelere yönlendirebilesiniz. | TED | تقسّمون الأشياء إلى شرائح معايرة و التي بإمكان الناس الانتقاء منها و العمل عليها بالتوازي لإبقائهم مرتبطين و بإمكانكم استخدام ذلك لتوجيههم نحو الأنشطة المفيدة بشكل فردي. |
| Ön cephesi yapılı olduktan sonra insanlar ahırlarda bile yaşar, değil mi? | Open Subtitles | بإمكان الناس أن تعيش في زرائب الخنازير طالما الواجهة تبدو جيدة |
| Sence insanlar kime âşık olduklarını değiştirebilirler mi? | Open Subtitles | هل تعتقد أن بإمكان الناس تغيير مع يقعون معهم في الحب ؟ |
| İnsanlar ödeyemeyince arabalarını, evlerini, neleri varsa almış. | Open Subtitles | الآن، إذا لمْ يكن بإمكان الناس أن يدفعوا، فإنّه يأخذ سيّاراتهم ومنازلهم، مهما كان. |
| İnsanlar, ruhların gökyüzünde dans ettiği harika ışık gösterilerini izlerdi. | Open Subtitles | كان بإمكان الناس أن يشاهدوا عروض الأضواء المدهشة عندما ترقص الأرواح في عرض السماء |
| Söz veriyorum! İnsanlar, değişebilir. Ben değişebilirim! | Open Subtitles | أعدك , بإمكان الناس التغير , بإمكانى التغيير |
| Ben istemediğim sürece insanlar beni göremezler. | Open Subtitles | ليس بإمكان الناس رؤيتي حتى أسمح أنا لهم بذلك |
| Ben onların beni görmelerini istemedikçe insanlar beni göremez. | Open Subtitles | ليس بإمكان الناس رؤيتي حتى أسمح أنا لهم بذلك |
| Ben istemediğim sürece insanlar beni göremezler. | Open Subtitles | ليس بإمكان الناس رؤيتي حتى أسمح أنا لهم بذلك |
| (Alkışlar) KK: Nasıl yardımcı olabiliriz? Bu salondaki insanlar ne yapabilirler? | TED | (تصفيق) كيف يمكننا المساعدة؟ ما الذي بإمكان الناس في هذه الغرفة؟ |
| İnsanlar yalnız yaşayabilirler mi? | Open Subtitles | هل تعتقد أن بإمكان الناس العيش لوحدهم؟ |
| İnsanlar görünümlerini değiştirebilirler, Müfettiş. | Open Subtitles | بإمكان الناس تغيير مظهرهم أيها المفتش |
| İnsanlar benzer noktalar gördü. | Open Subtitles | بإمكان الناس أن يتخذوا ذلك منهجاً |
| Kızlar, insanlar bizi duyabilir! | Open Subtitles | يا فتيات ، بإمكان الناس سماعنا |
| İnsanlar çocuk istemeyebilir. Olabilir yani. | Open Subtitles | بإمكان الناس أن لا يرغبوا في الأطفال. |
| Bazen keşke insanlar kendilerini senin onları görebildiğin şekilde görebilse diyorsun. | Open Subtitles | أحيانا تتمنى لو كان بإمكان الناس... رؤية أنفسهم بالطريقة التي تراهم بها. |
| İnsanlar onu asansörden bile görebilir. | Open Subtitles | بإمكان الناس رؤيتها من المصاعد. |
| (Gülüşmeler) Çünkü, internet ortamında insanlar, sadece kendi hikayelerini yayınlayarak tüm dünyaya duyurmakla kalmıyor, aynı zamanda bunu çok çeşitli araçlar kullanarak yapıyorlardı. | TED | (ضحك) لأنه، ليس فقط بإمكان الناس إذاعة قصصهم عبر العالم، لكن يمكنهم كذلك القيام بذلك باستخدام ما يبدو أنه كم هائل من الأجهزة. |
| Tarihte ilk kez, insanlar yiyeceği aramak yerine yetiştiriyordu ve bu da tarihteki ilk yarı-kalıcı köylerin gelişmesine yol açtı. | TED | لأول مرة كان بإمكان الناس أن يزرعوا الغذاء بدلاً من البحث عنه وهذا أدى إلى نشوء القرى شبه الدائمة لأول مرة في التاريخ . |
| - Ama Ellie, insanlar değişebilirler. | Open Subtitles | إيلى, بإمكان الناس أن يتغيرون |