| Sizin patlama dediğinizden havaalanında yaşadı çünkü uçmak istemedi. | Open Subtitles | حسناً،تعرض لما تسميه بإنفجار عاطفي في المطار لأنه لم يرد السفر بالطائرة،فلم نسافر بها |
| Magnezyum klorit, çok yanıcı bir maddedir ve üçüncü hayaletin sis dumanıyla aynı bir patlama yaratmak için kullanılabilir. | Open Subtitles | إنَّ كلورات المغنيسيوم مادة سريعة الإشتعال ويتمُّ استخدامها للقيام بإنفجار مطابق للذي فعله الشبح الثالث للدخان |
| Tek bir patlamayla bütün bir şehri yok edebilecek silahlar. | Open Subtitles | أسلحة بإمكانها تدمير مدينة بأكملها بإنفجار واحد |
| Maalesef Güneş bir patlamayla sönmeyecek. | Open Subtitles | ومن سوء الحظ أن الشمس لن تنتهى بإنفجار عظيم |
| Korkuyla başlar çünkü kimse nükler patlamada ölmek istemez. | Open Subtitles | حسناً الأمر يبدأ بالخوف لأنه لا أحد يودّ أن يموت بإنفجار نووي. |
| CIA'deki patlamada bulunan bir adamı gördüm. | Open Subtitles | رأيـت رجـل المتسبب بإنفجار الإستخبارات |
| - Aynen söylediğim gibi yorumlanacak. Bir otomobile yerleştirilen bombanın patlamasıyla sona eren rekabet. | Open Subtitles | سيفسر ذلك تماماً كما قلت لك منافسة إنتهت بإنفجار سيارة مفخخة |
| Küçük bir patlama büyük bir zincirleme reaksiyona dönüşecek. | Open Subtitles | وأقوم بإنفجار صغير داخل سلسلة الردود الفعلية |
| Bir başka yol ise, hikayenin bir patlama ile sona ermesi. | Open Subtitles | بطريقة او بأخرى ستنتهي هذه القصة بإنفجار. |
| Çünkü yaptıkları soyunma odalarında patlama yaşanmasına neden olmuş. | Open Subtitles | لأنه تسبب بإنفجار الوضع بالعديد من غرف التبديل |
| Bir an erken veya geç olursa bir megatonun onda biri şiddetinde patlama olur. | Open Subtitles | جزء من الثانية مبكرًا أو متأخرًا و سنحظى بإنفجار عظيم. |
| Belki bir patlama ayarlayabiliriz. | Open Subtitles | ربما يمكننا القيام بإنفجار |
| Yüzümün sonsuza dek artık ihtiyacımız olmayan büyük bir patlamayla bağlantılı kalmasını istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريدُ أن يختلطُ وجهى بإنفجار للأبد ونحنُ لا نحتاجه فى الأصل بعد الأن |
| Tek farkeden geldiğimiz gibi gideceğimiz büyük bir patlamayla | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يهم هو أننا سوف نرحل بالطريقة التي قدمنا بها إلى ذلك العالم بإنفجار عظيم |
| Birincisi: Filmin büyük bir patlamayla bitmesini istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن ينتهي الفيلم بإنفجار كبير |
| T.S. Eliot'tan alıntı yapacak olursam, dünyanın sonu böyle gelecek işte bir patlamayla değil, bir yeğenle. | Open Subtitles | .إيليوت" هذه ... كيفية نهاية العالم ليس بإنفجار ولكن بإبن أخ |
| Nükleer patlamayla vurdum. | Open Subtitles | -حسناً، لقد ضربته بإنفجار نووي |
| Ve bütün o insanların büyük bir patlamada ölmesini umut eden insanlar. | Open Subtitles | "و الأشخاص الذين يتمنون موتَ جميع هؤلاء الأشخاص بإنفجار" |
| Manila'da bir patlamada öldürüldüler. Aldo ertesi gün onu eve getirdi. | Open Subtitles | (لقد تم قتلهم بإنفجار في (مانيلا لقد اتي به (ألدو) إلي المنزل اليوم التالي |
| Yani, "Yıldız-Favori, nasıl yaşadıysa öyle öldü... uyuşturucu imalathanesindeki patlamada" gibi mi? | Open Subtitles | أتعني مثل "ستار برنز) مات كما عاش حياته)" "بإنفجار مختبر مخدرات" |
| ayrcı bu sabahın erken saatlerinde şehir merkezini sarsan araba patlamasıyla da bağlantılı olduğu konusunda hemfikir. | Open Subtitles | في مطعم محلي مشهور ولكن بإنفجار السيارة الذي هز وسط المدينة في وقت باكر صباح اليوم |