| Mükemmel bir açık alan için savaşma fırsatını ilk kez 1980'lerin başında yakaladım. Aşağı Manhattan'da Hudson Nehri kıyısındaki Battery Park City adı verilen devasa bir çöplük arazisinde bir planlama ekibini yönetiyordum. | TED | أول فرصة أتيحت لي للمناضلة لأجل مساحة كبيرة مفتوحة كانت في بداية الثمانيات عندها كنت قائدة فريق من المخططين في مكب ضخم للنفايات يدعى باتري بارك سيتي في مانهاتن السفلى على نهر هدسون. |
| Bu kasabanın hala cazibesi var, harabeye çevirdiğimiz Park City gibi değil. | Open Subtitles | ما زالت هذه البلدة تحتفظ ببعض السحر وليست كـ(بارك سيتي) التي أفسدناها |
| ! Her yılın ocak ayında Utah, Park City'de düzenlenen en prestijli bağımsız film festivali mi? | Open Subtitles | المهرجان السينمائي المستقلّ الأبرز المنعقد في كانون الثاني في "بارك سيتي |
| Fikrin olması açısından, Park City'e ilk geldiğimde Redford, Sonia Braga'yı düzüyordu. | Open Subtitles | أوّل مرة قدمت إلى (بارك سيتي)، لأعطيكم فكرة فحسب، (ريدفورد) كان يعاشر (سونيا براغا) |
| - Belki de Park City'de. | Open Subtitles | -على الأرجح في (بارك سيتي ) |